Ana içeriğe atla

Lidyalılar'ın Başkenti Sardes Antik Kenti

Parayı kim buldu sorusunun cevabını herkes tarih kitaplarından hatırlıyordur: Lidyalılar. Bu yazıda tarihte paranın basıldığı ilk şehir olan, Lidyalılar'ın başkenti Sardes'teyiz.

Sardes Antik Kenti, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabasında bulunuyor. Sardes Antik Kenti'ne Salihli Otogarı'ndan kalkan Sart minibüsleri ile ulaşabilirsiniz. Sardes karayolunun kenarında yer aldığından, bu minibüsler ile doğrudan antik kentin önünde inebilirsiniz. 


Sardes, M.Ö. 7. yüzyıl M.S. 7. yüzyıl arasında, oldukça uzun bir süre, önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Sardes Antik Kenti'ne ait en meşhur eser yukarıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz yapıdır. M.S. 550 yılı civarında inşa edilmiştir. Bu yapı, içerisinde bulunan bronz eserlere istinaden "Bronz Ev" veya "Bronzlu Ev" olarak adlandırılmaktadır.

Bronz Ev'e yakından baktığınızda her bir detayına hayran olmamak imkansız. 


Devasa sütunları ve harika mermer işçiliği ile Bronz Ev oldukça göz alıcı.


Bronz Ev'in yanında ise Roma Dönemi'ne ait bir Gymnasion-Hamam Kompleksi bulunmaktadır. M.S. 2. yüzyılın sonlarında inşa edildiği tahmin edilen bu yapının bir bölümünde hamam, diğer bölümünde ise egzersiz yapılan bir alan (gymnasion) yer almaktadır. 


Sardes'teki yerleşim Bizans Dönemi'nde de devam ettiğinden, burada Bizans'a ait yapılar da bulunmaktadır. Yukarıdaki fotoğrafta yer alan caddede bu döneme ait dükkanların kalıntıları yer alıyor. 


Sardes'te bulunan bir başka önemli eser Artemis Tapınağı'dır. Helenistik Dönem'de inşa edilen bu tapınak, M.S. 17 yılındaki depremde yıkılmasının ardından Roma İmparatorluğu döneminde yeniden inşa edilmiştir. 


Her ne kadar büyük ölçüde yıkılmış olsa da hala ayakta kalan sütunları bir zamanlar burada etkileyici bir yapının olduğunu anlatıyor.


Yukarıdaki fotoğrafta Artemis Tapınağı'nın kalıntılarının uzaktan görüntüsünü paylaşıyorum.


M.Ö. 3. yüzyılda, Sardes'in Seleukos Krallığı'nın hakimiyetinde olduğu dönemde, Sardes'e önemli ölçüde bir Yahudi göçü olmuştur. Seferad Yahudileri'nin İspanya'nın Endülüs bölgesinden geldiği bilinse de, yapılan araştırmalar, ilk olarak Sardes'e yerleştiklerini, sonrasında M.S. 7. yüzyılda Batı'ya göç ederek Endülüs'e yerleştiklerini ortaya koymuştur.

Bu nedenle Sardes'te bir sinagog da bulunuyor. Burası dünyanın üçüncü sinagogudur. M.S. 3. yüzyılda inşa edilen bu sinagog günümüzde hala dünyanın birçok yerinden gelen Yahudiler tarafından ziyaret edilmektedir.

Sinagog'un mozaikleri oldukça ilgi çekici. Mozaiklerin çoğunun M.S. 5.-6. yüzyıllarda döşendiği düşünülüyor. Mozaiklerin restorasyonu halen devam ediyor.


Çok geniş bir alanı kaplayan bu mozaikler birbirinden farklı desenlerden oluşuyor. 

(Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kroisos)

Lidyalılar'dan bahsederken M.Ö. 560-M.Ö. 546 yılları arasında Lidya Krallığı'nı yöneten ve Lidya'nın son hükümdarı olan Kroisos'a da değinmek gerekir.  

Kroisos, olağanüstü zenginliği ile ün yapmış bir kral. Kroisos'un Kuran'da adı geçen Karun olduğu düşünülmektedir. "Karun kadar zengin olmak" deyimindeki Karun odur.

Kuran'da, Karun'a Allah tarafından çok büyük bir zenginlik verildiği, ancak onun bu para ile şımardığı ve bunu tamamen kendi becerisine bağladığı, nihayetinde helak edildiği anlatılmaktadır. Nitekim Kroisos da M.Ö. 546 yılında Pers ordusuna yenilmiş ve Lidya Devleti yıkılarak bu topraklar Persler'in hakimiyetine geçmiştir. 


M.Ö. 334 yılında Büyük İskender tarafından fethedilen Sardes, Büyük İskender'in ölümünden sonra onun komutanlarından biri tarafından kurulan Seleukos Krallığı'nın hakimiyetine girmiştir. Daha sonrasında. M.Ö. 180'de Bergama Krallığı'nın ve M.Ö. 133'te Romalılar'ın egemenliği altına girmiştir. Bizans Dönemi'nde de Sardes'teki yerleşim devam etmiştir. Yani burada birçok uygarlıktan izler bulunmaktadır. 


Yukarıdaki fotoğrafta, Batı Anadolu topraklarını hakimiyeti altına alan Lidyalılar'ın sınırlarını görmektesiniz. İşte para tarihte ilk kez bu topraklarda kullanılmıştır. Ünlü tarihçi Heredot da paranın Lidyalılar tarafından icat edildiğini belirtmektedir. 

Lidyalılar parayı M.Ö. 7 yüzyıl sonlarında kullanmaya başlamışlardır. İlk para, altın ve gümüş alaşımlı bir madenden basılan sikkelerdir. Lidya sikkelerinin ön yüzünde devletin simgesi olan aslan başı bulunmaktaydı. Lidya'nın son kralı Kroisos döneminde aslan başının karşısına boğa başı figürü de yerleştirilmişti. İşte paranın hikayesi de böyle. 


Bir önceki yazıda Miletos Antik Kenti'ni anlatmıştım. Sardes Antik Kenti'ni de yine geçen yaz Miletos'un ertesi günü ziyaret ettim. Miletos Antik Kenti'ni gezdikten sonra akşam Didim'de kalıp sabah 07:00'de kalkarak otobüsle Manisa'nın Salihli ilçesine geldim. Burası İzmir'e bir saat uzaklıkta olduğundan Sardes'i gördükten sonra akşam İzmir'e geçtim. 

Bu kadar koşuşturmacaya, içerisinde harika müzeler bulunan İzmir Kültür Sanat Fabrikası'nı da sıkıştırmaya çalıştım; buranın içerisindeki Arkeoloji Müzesi'ni gezdim. Uçağım gece geç saatte olduğundan İstanbul'a sabaha karşı indim. Nihayet evime geldiğimde saat sabah 07:00 olmuştu. Yani 24 saat hiç uyumamıştım. 

Benim tatillerim asla dinlenme amaçlı değil; bütün gün keşif yaptığım koşuşturmacalardan oluşuyor. Görmek istediğim yerler çok ama yıllık izinler az. Bu nedenle bazen böyle sıkışık programlar yapmam gerekebiliyor. Ama artık 20'li yaşlarda değilim, 30'ların ortasında hala bunları yapmak biraz iddialı oluyor :) Şimdilik hala enerjim var ama bakalım bu tempoda nereye kadar devam edebileceğim :) 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta

Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti

  Roma İmparatorluğu'ndan kalan antik kentler denilince hep Ege ve Akdeniz bölgesi akla gelir. Oysa Karadeniz Bölgesi'nde de birçok antik kent bulunuyor. Yalnızca henüz kazıları tamamlanmadığı için çok fazla kişi tarafından bilinmiyor. İşte Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti de bunlardan biri.  (Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Pontus_Krallığı) Kastamonu, geçmişte Karadeniz'de hüküm süren Pontus Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar'ın Pontus Krallığı'nı ortadan kaldırmalarının ardından Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisine dahil edilmiştir. Pompeiopolis, şehri fetheden Romalı komutan Pompeius tarafından M.Ö. 65 yılında, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kurulmuştur. Kent daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaletinin başkenti ilan edilmiştir. Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, 1213 yılında, bu bölge Çobanoğulları Beyliği'nin hakimiyet