Efes Antik Kenti |
Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır.
Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur.
Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir.
Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birçok antik Yunan Kenti Türkiye topraklarında bulunmaktadır. Pergamon, Milet, Assos, Hierapolis bunların içinde en öne çıkanlardır.
Pergamon Antik Tiyatrosu |
Pergamon, İzmir'in Bergama ilçesinde yer almaktadır. Pergamon'da bulunan Asklepion bilinen ilk büyük hastanedir. Asklepion'un adı Yunan sağlık ve tıp tanrısı Asklepios'tan gelmektedir.
Pergamon aynı zamanda parşömenin doğduğu yer olarak bilinir. Şöyle ki; Mısır Kralı, Pergamon Kütüphanesi'nin Mısır'daki İskenderiye Kütüphanesini geçmesini önlemek için Pergamon'a papirüs ihracatını yasaklamış. Bunun üzerine Pergamon'da kağıt yapılabilecek başka bir yol arayışına girişilmiş. Sonunda oğlak derisinden parşömen kağıdı yapan Pergamonlular papirüsten daha dayanıklı olan bu kağıdı kullanmaya başlamışlar :)
Zeus Sunağı, Pergamonmuseum |
Milet Pazar Yeri Kapısı, Pergamonmuseum |
Bir bilim ve kültür merkezi konumunda olan Milet Antik Kenti, aynı zamanda matematikteki Thales teoreminin sahibi olan Yunan filozofu Thales'in de yaşamış olduğu kenttir.
Assos Antik Kenti |
Assos Antik Kenti, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde bugün Behramkale olarak adlandırılan alanda yer almaktadır. Ünlü filozof Aristo da Assos Antik Kenti'ne gelerek bir felsefe okulu kurmuş ve bir süre burada yaşamıştır.
Hiç şüphesiz, en güzel manzaraya sahip olan antik kent Assos. Hemen karşısında Lesbos, yani Midilli Adası yer alıyor.
Hiearapolis Antik Tiyatrosu |
Hierapolis Antik Kenti, Denizli'nin Pamukkale ilçesinde, Pamukkale Travertenleri'nin hemen arkasında bulunmaktadır. Hierapolis, Pergamon Kralı 2. Eumenes tarafından kurulmuş olup, şehrin adı "kutsal kent" anlamını taşımaktadır. Hierapolis'te yer alan şifalı sular birçok insanın şifa bulmak için bu şehre gelmesine neden olmuştur.
Antik kent alanına giriş yaptığınızda ister servislerle travertenlerin bulunduğu alana gidebilir isterseniz de mezar buluntularıyla dolu antik mezarlığın içinden yürüyerek Hierapolis Antik Tiyatrosu ve Pamukkale Travertenleri'nin bulunduğu alana ulaşabilirsiniz. Biraz uzun sürse de en büyük antik mezarlık olan bu alanı görmenizi tavsiye ederim.
Yukarıdaki resimde Hierapolis Antik Tiyatrosu'nu görmektesiniz. Beni gerçekten büyüleyen bu muhteşem tiyatro meşhur Pamukkale Travertenleri'nin hemen arkasında olmasına rağmen ne yazık ki yeterince tanınmıyor ve ziyaret edilmiyor.
Halikarnassos |
Yukarıdaki şehirlerin dışında sonradan Yunanlaşan şehir devletleri de yer almaktaydı. Bunlardan biri, yukarıda fotoğrafını görmüş olduğunuz Halikarnassos'tur. Dorlar tarafından bir Karya şehri olarak kurulmuştur. Ünlü Yunan tarihçi Heredot da Halikarnasssoslu'dur.
Halikarnas Mozolesi, Miniatürk |
Bodrum'da bulunan Halikarnassos'tan geriye hiçbir şey kalmamasının sebebi, burayı işgal eden Rodos Şövalyeleri'nin bu şehre ait yapıları yok ederek bunlara ait parçalarla Bodrum Kalesi'ni inşa etmiş olmalarıdır. Ne yazık ki bu durum, dünyanın yedi harikasından biri sayılan Halikarnas Mozolesi'nin de yok olmasına neden olmuştur. Mozolenin Miniatürk'te bulunan maketinin fotoğrafını yukarıda görmektesiniz.
M.Ö. 4.yy'da Makedonya Kralı Büyük İskender'in istilası -haritadaki yeşil renkli alanlar- doğu ve batı kültürünü sentezlemiş, yaklaşık 200 yıllık bu dönem "Hellenistik Dönem" olarak anılmıştır. Bu dönemde Antik Yunan etkisi Ege kıyılarını aşmış diğer alanlara yayılmıştır.
Olympos Antik Kenti |
Örneğin yukarıda fotoğrafını görmekte olduğunuz Olympos Antik Kenti Helenistik Dönem'de inşa edilmiştir. Bir Likya kenti olan Olympos günümüzde Antalya'da yer almaktadır.
Ancak öncesinde gerek Türkiye'de ve gerekse Avrupa'da çok daha özel Antik Yunan eserleri görme fırsatı bulduğum için bu deneyim biraz hayal kırıklığı oldu.
Semadirekli Nike Heykeli, Louvre Müzesi |
Elbette bu durum, Avrupa Devletlerinin Türkiye'den olduğu gibi Yunanistan'dan da sayısız önemli eseri kaçırması sonucu meydana gelmiştir. Bu nedenle, Avrupa'nın büyük müzelerini gördüğünüzde Atina'ya gitmek için bir sebebiniz kalmıyor. Bir sebep dışında: Partenon Tapınağı.
Partenon Tapınağı |
Günümüzde birçok parçası zarar görmüş olan tapınağın orjinal halini yukarıdaki makette görebilirsiniz.
Yukarıdaki fotoğraflarda maketlerini görmekte olduğunuz bu heykeller, tapınağın her iki tarafında girişte yer alıyordu. Partenon'a ait heykeller İngiltere'ye kaçırılmış olup, Londra'da British Museum'da sergilenmektedir.
Atina Akropolis'te Partenon dışında başka tapınaklar ve eserler de yer alıyor. Çok geniş bir alan. Bu nedenle almış olduğunuz bilet 3 gün geçerli oluyor. Bu benim en sevdiğim uygulama oldu. 3 gün boyunca bu alanda istediğim kadar gezdim ve tüm eserleri inceleme fırsatı buldum.
Hephaistos Tapınağı |
Akropolis'te yer alan Hephaistos Tapınağı neredeyse hiç bozulmadan günümüze kadar korunmuş olması nedeniyle şaşırtıcı ve görülmeye değer.
Her ne kadar yukarıda beni hayal kırıklığına uğratmış olduğunu söylesem de, elbette Partenon dışında Atina'da dikkatimi çeken başka eserler oldu.
Örneğin yukarıdaki resimde bulunan ve tokalaşmayı temsil eden kabartma gerçekten ilgi çekici. Tokalaşmanın tarihinin bu kadar eskiye dayanması enteresan değil mi?
Bu kabartma da yine Atina Arkeoloji Müzesi'nden. Daha öncesinde Roma'da heykel formatında bir benzerini görmüş olduğum için dikkatimi çekti.
Roma'daki bu heykel Hellenistik döneme ait ancak sonrasında Rönesans Dönemi'nde Michelangelo'nun öğrencisi Bascape tarafından atın başı, bacakları ve kuyruğu ile aslanın arka ayakları eklenmiş. Ne kadar gerçekçi ve etkileyici değil mi?
Bu heykel gördüğüm en eğlenceli eserlerden biri. Pan Afrodit'e asılırken Afrodit onu terliği ile savuşturmaya çalışıyor. Bazı kaynaklara göre Afrodit'in oğlu olan Eros da onun yardımına koşarak Pan'ı itmeye çalışıyor. Çok sevimliler, öyle değil mi?
Her ne kadar Türkiye'de birçok Antik Yunan Kenti ve birçok müze yer alsa da, bu heykellerin orjinali, yani renklendirilmiş hali bize sunulmuyor. Bu nedenle Yunan heykellerinin beyaz mermerden yapıldığı düşünülüyor. Atina'da bu heykellerin bir kısmını orjinal renkleriyle görebilmek benim için çok büyük bir fırsattı. Müzenin bu alanında fotoğraf çekmek yasak olduğu için yukarıdaki ve aşağıdaki fotoğrafı internetten bulup yükledim.
Yüzyıllar içerisinde renklerini kaybeden bu heykellerin orjinalinin renksiz olduğu düşünüldüğü için Antik Yunan Sanatını takip eden ve buna benzer eserler vermeye çalışan Rönesans sanatçıları da heykellerini renksiz olarak yapmışlardır. Bu da beni gülümseten bir ayrıntıydı :)
Bu, dünyanın en eski lambaderi olabilir!
Bunlar da Antik Yunan'ın mutfak eşyaları :) Modern zamanda kullanılan eşyalara çok benzer olan bu parçaların M.Ö. 6. yy'a uzanan bir tarihe sahip olmaları beni gerçekten çok şaşırttı.
İşte benim bu ana kadar olan Antik Yunan yolculuğum ana hatlarıyla bundan ibaret. Ancak bundan sonra da Antik Yunan eserlerinin peşinde daha çok yol alacağıma eminim :)
Merhabalar.İsmim Hakan.Öncelikle çok güzel bir blog olmuş, okurken bitmesin derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.Bende arkaik döneme çok ilgiliyim.Buraya sizin blog’a nasıl geldik.Abdera kentini ararken.Persler İoania kentlerini ele geçirdiklerinde Teos’un sakinlerinden bazıları Abdera Kenti’ni kuruyorlar.O kadar anlatılacak, yazılacak ve öğrenilecek şey var ki.Bu bilgileri öğrendikçe bu topraklarda bu coğrafyada yaşıyor bu imkanlara ulaşabiliyor olmamız yönünden aslında çok şanslıyız.Tarihe bakmadım ama umarım yazmaya devam ediyorsunuzdur.
YanıtlaSilMerhaba, değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Beğenmenize çok sevindim. Yaşadığımız coğrafya bu açıdan büyük bir hazine kesinlikle. Yeni yerler keşfetmeye ve yazmaya devam ediyorum. Ana sayfadan tüm yazılarıma ulaşabilirsiniz.
YanıtlaSil