Ana içeriğe atla

Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti

 

Roma İmparatorluğu'ndan kalan antik kentler denilince hep Ege ve Akdeniz bölgesi akla gelir. Oysa Karadeniz Bölgesi'nde de birçok antik kent bulunuyor. Yalnızca henüz kazıları tamamlanmadığı için çok fazla kişi tarafından bilinmiyor. İşte Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti de bunlardan biri. 

(Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Pontus_Krallığı)

Kastamonu, geçmişte Karadeniz'de hüküm süren Pontus Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar'ın Pontus Krallığı'nı ortadan kaldırmalarının ardından Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisine dahil edilmiştir. Pompeiopolis, şehri fetheden Romalı komutan Pompeius tarafından M.Ö. 65 yılında, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kurulmuştur. Kent daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaletinin başkenti ilan edilmiştir.

Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, 1213 yılında, bu bölge Çobanoğulları Beyliği'nin hakimiyetine girmiştir. 1309 yılından itibaren, yine bir Türk Beyliği olan Candaroğulları Beyliği bu topraklarda hüküm sürmüştür. 1461 yılında ise Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına dahil edilmiştir. 


M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılması ve sonrasında resmi din haline gelmesinin ardından, Pompeiopolis Paflagonya eyaletinin Başpiskoposluk merkezi konumuna gelmiştir. M.S. 553 yılında Constantinople (İstanbul) konsülünde Pompeiopolis kenti eyaleti temsil etmiştir. Konsüller, Hristiyan inançlarını tespit etmek gibi amaçların görüşülmesi için, piskoposlar, yani belli bölgeleri temsil eden dini görevliler arasında düzenlenen toplantılardır. 

(Görsel:https://belleten.gov.tr/tam-metin/3593/tur#f19)
(Bakınız:"Paphlagonia'daki Pompeiopolis Antik Kenti" https://belleten.gov.tr/tam-metin/3593/tur)

Pompeiopolis'in hem Paflagonya eyaletinin başkentliğini yapması hem de Başpiskoposluk merkezi olması, bu kentin Batı Karadeniz Bölgesi'ndeki en büyük ve en önemli antik kent olduğuna dair tespitleri doğrulamaktadır. 

Yukarıdaki haritada, Pompeiopolis kent merkezi civarındaki antik yerleşim alanları yer almaktadır. Pompeiopolis Antik Kenti'nin merkezi Taşköprü olsa da, buradan yola çıkılarak, Pompeiopolis'in oldukça geniş bir alana yayıldığı düşünülmektedir. 


Buna göre; Pompeiopolis'in sınırları güneyde Ilgaz Dağları'na ve kuzeyde Küre Dağları'na uzanmaktadır. Doğu'da Sinop'un Boyabat ve Durağan ilçelerine kadar olan bölge ve batıda Kastamonu'nun Daday ve Devrekani ilçelerine kadar olan bölgenin de yine Pompeiopolis sınırları içerisinde yer aldığı tespit edilmiştir. Google haritalardan Pompeiopolis'in yer aldığı bölgenin tamamını gösteren kısmın fotoğrafını çektim, yukarıda paylaşıyorum. Pompeiopolis'in kuzey sınırını oluşturan Küre Dağları da yine bu haritada yer almaktadır.

(Görsel: Ergün Laflı-Chris Lightfoot-Max Ritter,
“Byzantine coins from Hadrianoupolis in Paphlagonia”, 
Byzantine and Greek Studies 40 (2), s. 188)

Pompeiopolis'in kuzeyindeki Küre Dağları aşıldığında ise Karadeniz'e ulaşılmaktadır. Kastamonu'nun Karadeniz kıyısında, İnebolu ilçesi civarında, ayrı bir Roma kenti olan Abonuteikhos Antik Kenti bulunmaktadır. Bu kentin ismi daha sonradan İonopolis olarak değişmiştir. İonopolis de Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisindedir. Yukarıda, Paflagonya eyaletinin sınırlarını gösteren haritayı paylaşıyorum. 


Pompeiopolis'te bugüne kadar yapılan kazı çalışmalarında hamam, tiyatro, agora gibi alanların yerleri tespit edilmiştir. Yine, yukarıdaki fotoğrafta bir örneği yer alan mozaikler bulunmuştur. 

Pompoeiopolis Antik Kenti'nden ilk olarak, 1811 yılında Sinop'a Fransız Konsolosu olarak atanan Pascal Fourcade bahsetmiştir. Fourcade kente gelerek araştırmalar yapmış ve bunlar ile ilgili yazılar yazmıştır. Ancak 1984 yılındaki küçük ölçekli kurtarma kazılarına kadar ülkemizde Pompeiopolis ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Sonrasında ise yakın geçmişe kadar bu çalışmalarda ciddi bir ilerleme olmamıştır.

Pompeiopolis Antik Kenti'ndeki sistemli kazılar 2006 yılında başlamıştır. Ben de bir Taşköprülü olarak çocukluğumdan beri burayı merak ediyorum. O zamanlar adı çok anılsa da kimsenin bilgi sahibi olmadığı bir yerdi. Nihayet yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladığı için heyecanlanıyorum.


Pompeiopolis Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarında yaklaşık 1.600 m2 büyüklüğünde olan bir Roma villası tespit edilmiştir. Bu villanın zeminin mozaik ile kaplı olduğu görülmüştür. Temmuz 2023 ayında ziyaret ettiğimde kazı çalışması yoktu ve kazıların devam ettiği alanların üzeri kapalıydı. Dolayısıyla bizzat görmem mümkün olmadı.

(Görsel: https://www.aa.com.tr/tr/kultur/pompeipolis-antik-kentindeki-1800-yillik-mozaikler-gun-yuzune-cikariliyor/2962164)

Bu nedenle, bu mozaikleri gösterebilmek için Ağustos 2023 ayında çıkan bir haberden aldığım bir fotoğrafı paylaşıyorum. Haberin linkini fotoğrafın açıklama kısmına ekliyorum. 

(Görsel: https://www.aa.com.tr/tr/kultur/pompeipolis-antik-kentindeki-anitsal-yapilar-cok-uluslu-kazi-ekibiyle-gun-yuzune-cikariliyor/2960399)

Yine, bu konuya ilişkin olarak, Ağustos 2023 ayında çıkan bir başka haberde, kazı başkanı, 2023 yılı içerisinde villa kazılarının tamamlanacağını ve 2024 yılında ziyarete açılacağını belirtiyor. Haberin linkini fotoğrafın açıklama kısmına ekliyorum. 


Pompeiopolis Antik Kenti kazıları henüz tamamlanmadığından şu an için antik kenti gezme imkanı bulunmuyor. Ancak kazı çalışmalarının yapıldığı alanın hemen yanında yer alan Pompeiopolis Antik Kenti Tanıtım Merkezi'nde buradan çıkarılan eserler sergileniyor. Yazının girişindeki fotoğrafım da yine bu tanıtım merkezinde çekildi. Aşağıda burada gördüğüm eserlerden bazılarını sizlerle paylaşacağım.


Burada birçok mezar steli yani mezar taşı sergileniyor. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz mezar stelinin üzerinde şu yazılı: "Onunla anlayışlı ve dindar bir şekilde yaşayan, eşlerin en tatlısı Kenis için, kocası bu steli onun hatırasına diktirdi." Ne kadar tatlı bir veda.


Bu yazıtta ise Pompeiopolis'te yaşayan gençlerin isimleri listelenmiş. Bu yazıtın Gymnasium'a ait olduğu düşünülüyor. Gymnasium, gençlerin eğitim gördüğü yapılardır, yani günümüzdeki anlamıyla okul. Almanya, İsviçre, Avusturya gibi ülkelerde halen Lise seviyesindeki okullara Gymnasium adı veriliyor. 


Yukarıdaki fotoğrafta ise bir "mil taşı" yer alıyor. Mil taşları, yollardaki mesafeleri göstermek için dikiliyordu. Bu sayede, hangi yönde olunduğu ve bulunan noktanın merkeze uzaklığı anlaşılabiliyordu. Bu mil taşı Kese Köy'de bulunmuştur. Bu köyün ismi Kilise Köy iken, zamanla Hristiyan nüfusun da azalmasıyla halk dilinde Kese Köy haline dönüşmüştür. 


Pompeiopolis Antik Kenti Tanıtım Merkezi çok büyük bir alan değil. Kazılar devam ettikçe daha çok sergilenebilir esere ulaşılacak. Fakat şu an kazıların durumu pek iç açıcı değil. Bazı antik kentler sadece yaz sezonunda belli bir dönem kazılırken, bazıları ise 12 aylık kazı kapsamına alınıyor. Yani kazı çalışmaları bütün bir yıl aralıksız devam ediyor. 

Yerel basından Pompeiopolis Antik Kenti kazılarının da 12 aylık kazı kapsamına alındığını okuyup sevinmiştim. Ancak 2023 yazında burayı görmeye gittiğimde yalnızca yaz aylarında en fazla iki ay süren çalışmalar yapıldığını öğrendim. Maalesef bu hızla bu kadar büyük bir antik kentin yakın tarihte ortaya çıkarılması pek mümkün gözükmüyor.


Pompeiopolis Antik Kenti'nden çıkarılan eserlerden bazıları Kastamonu Arkeoloji Müzesi'nde yer alıyor. Müzede yalnızca Taşköprü'den çıkarılan eserler değil, Kastamonu'nun diğer ilçelerinde bulunan eserler de sergilenmektedir. 

Müze binası, bir zamanlar Atatürk'ü de misafir eden tarihi bir bina. Bildiğiniz üzere, Atatürk şapka ve kıyafet inkılabına ilişkin nutkunu, 1925 yılında, Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde vermişti. İnebolu'dan sonra bu binada aynı konuda ikinci nutkunu vermiştir.  Bu bina 1952 yılında müzeye dönüştürülmüştür.


Şimdi Kastamonu Arkeoloji Müzesi'nde gördüğüm eserler ile devam edelim. Yukarıdaki fotoğrafta yer alan mezar steli Roma döneminden kalmıştır. Taşköprü'de bulunan bu mezar steli bir erkek ve kız kardeşin bulunduğu bir mezara aittir.


Müze bahçesinde harika sütun başlığı örnekleri de sergilenmektedir.


Yukarıdaki fotoğrafta ise beyaz mermerden yapılan bir Satyr heykelini görmektesiniz. Satyr, Yunan Mitolojisi'nde yarı keçi yarı insan formunda bir canlı olarak tasvir edilmiştir. Satyr heykellerinde genelde belden yukarısı insan belden aşağısı keçi olan varlıklar görürüz. Ancak buradaki heykelin yalnızca kulakları keçi kulağı şeklindedir. Bazı Satyrler bu şekilde insan formuna daha yakın betimlenmiştir.


Yine mermerden yapılan bu heykel de Roma döneminde yaşayan bir kişiyi tasvir etmektedir.


Müzede bazı lahit örnekleri de sergilenmektedir. Yukarıdaki taş lahit Roma İmparatorluğu'ndan öncesine, Helenistik Dönem'e aittir. 


Pompeiopolis Antik Kenti ile ilgili anlatacaklarım şimdilik bu kadar olsa da, kazı çalışmalarının hızlanmasını ve böylece ilerleyen yıllarda daha detaylı bilgiye erişebilmeyi diliyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta