
Likya Yolu: Ovacık (Fethiye)-Patara (Kaş) Etabı isimli yazımda, Likya Yolu rotası üzerinde birçok antik kent bulunduğundan bahsetmiştim ve bunlardan biri olan Pınara'yı Pınara Antik Kenti isimli yazımda anlatmıştım. Bu yazıda ise, Pınara'ya 20 km uzaklıkta bulunan ve yine Muğla'nın Seydikemer ilçesi sınırları içerisinde yer alan Sidyma Antik Kenti'ni anlatacağım.
Sidyma Antik Kenti de Pınara Antik Kenti gibi Likya Yolu yürüyüş güzergahı üzerinde bulunmaktadır. Alınca Köyü üzerinden izleyeceğiniz rota ile Dodurga Köyü'nde bulunan Sidyma Antik Kenti'ne ulaşabilirsiniz.
Sidyma Antik Kenti'nde beni en çok etkileyen şey, buradaki yerleşimin binlerce yıldır sürdüğünü görmek oldu. Zira Sidyma Antik Kenti ile Dodurga Köyü iç içe bulunuyor. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz antik kent agorası yani meydanı bugün de Dodurga Köyü'nün meydanı olarak kullanılıyor.
Dodurga Köyü içerisinde gezerken her yerde antik kent kalıntılarına rastlıyorsunuz.
Dodurga Köyü'nün camisinde dahi, devşirme olarak adlandırılan, antik yapılardan kalan taşlar kullanılmış.
Yerde yarı gömülü haldeki bu taş parçası da belki de bir zamanlar bir tapınağın alınlığı işlevini görüyordu.
Bir zamanlar harika yapıların parçası olan bu taşlar şimdi köyün bitki örtüsü ile bütünleşmiş halde. Ama Pınara'yı anlattığım yazımda da belirttiğim gibi, bu haliyle kalması çok güzel. Bence buraların kazılması yaşamın hala sürdüğü bu köyün dokusunu bozar ve yapay bir görüntü oluşturur.
Yukarıdaki fotoğrafta da Dodurga Köyü'nde bir evin bahçesi içerisinde tarihi yapıların kalıntılarını görmektesiniz. Antik kent ile köyün iç içe olduğu başka bir yer ise Latmos'ta bulunan Herakleia Antik Kenti. Herakleia da Kapıkırı Köyü ile iç içe yaşamaktadır. Bunu
Latmos&Herakleia Antik Kenti isimli yazımda anlatmıştım. Ancak Dodurga Köyü'nün daha az ziyaretçisi olması ve kalıntıların doğa ile bütünleşmiş olması onu daha farklı kılıyor.
Dodurga Köyü'nün yollarında tarihi eser kalıntıları arasında yürümeye devam ediyoruz. Bu yolun sonunda harika bir nekropol alanı var.
İşte nekropol alanına ulaştık ve buradaki mezarları keşfetmeye başlıyoruz. Bu mezar yapısının içine baktığınızda tavanında göz alıcı bir taş işçiliği ile karşılaşacaksınız.
İşte bu muhteşem görüntüden bahsediyorum.
Burada ise bir ikiz mezar görüyorsunuz. Antik çağda karı-koca veya kardeşler gibi bazı kimseler yan yana gömülmek için bu tür mezarlar yaptırıyorlardı.
Sidyma nekropolünde gördüğümüz lahitler klasik Likya tipi lahitlerden biraz farklı. Çünkü klasik örneklerde Likya lahitlerinin kapakları ters çevrilmiş bir kayık gibi olduğu halde buradaki lahitlerin dik çatı şeklinde.
Burada ise yine çok özel bir lahit var. Sağ üst köşeye dikkatli bakarsanız bir Eros figürünü görebilirsiniz. Eros yine birini aşık etmek üzere okunu nişan almış vaziyette görünüyor :)
Ama karşısında taştan bir kalp var :)
Sidyma Antik Kenti Likya Birliği'ni oluşturan kentlerden biriydi. Ancak Sidyma geçmişte bir Likya kenti olsa da günümüzde görebileceğiniz kalıntılar Roma Dönemi'ne ait.
Likya'daki kentlerin bir araya gelerek oluşturduğu Likya Birliği'ni anlatmış olduğum
Antik Çağ'ın Cumhuriyeti Likya Birliği ve Başkenti Patara isimli yazımda; Likyalılar'ın eski bir Anadolu Uygarlığı olduğunu, kendilerine ait bir dilleri olduğunu (Likçe), bu dilin daha önceki tarihlerde burada yaşayan bir Anadolu kavmi olan Luviler'in dili Luvice ile akraba olduğunu, Hititler'in bu bölgeyi Lukka olarak adlandırdığını anlatmıştım. Likyalılar ile ilgili daha detaylı bilgi için bu yazımı da okuyabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder