Aydın'ın Didim ilçesinde bulunan Miletos Antik Kenti'ndeyim. M.Ö. 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altına giren Miletos'ta Roma Dönemi'nden kalan birçok tarihi eser bulunmaktadır. Miletos Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları 1873 yılında başlamış olduğundan bugüne kadar birçok eser ortaya çıkarılmıştır. Öncelikle yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz yapıdan başlayalım. Burası Miletos'un Stoası'nın bir bölümü. Stoa, üstü kapalı ve sütunlu yollardır. Yapılan restorasyon ile Stoa'nın küçük bir kısmı ayağa kaldırılmış olup bugün yalnızca 4 sütun ayaktadır. Ancak geçmişte burası 35 adet sütundan oluşan uzun bir caddeydi. Stoa'nın uzaktan görüntüsünü yukarıdaki fotoğrafta paylaşıyorum. Miletos Antik Kenti'nde, Roma Dönemi'nden kalan, yaklaşık 15.000 kişi kapasiteli oldukça büyük bir tiyatro bulunmaktadır. Tiyatro binasının geçmişteki halini ve artık mevcut olmayan sahne binasının çizimini yukarıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Tiyat
Troya Savaşı, Troya Atı, Troyalı Helen ve Paris'in aşk hikayesi derken Troya Antik Kenti'ni bilmeyen yoktur. Bu yazıda, Çanakkale'de bulunan efsanevi Troya şehrinin izini süreceğiz. Troya Antik Kenti'ne yürüme mesafesinde Troya Müzesi bulunuyor. Antik kentten çıkarılan eserler burada sergileniyor. Antik kentte çok fazla eser görmeniz mümkün değil. Bu nedenle müzeyi de mutlaka görmelisiniz. Ben de yazıda önce müzeyi, sonra antik kenti anlatacağım. Troya Müzesi 2018 yılında açılmıştır. Bu oldukça geç bir tarih. Fakat müzeyi gerçekten çok beğendim. Hem içinde yer alan eserler hem de bu eserler ile Troya’nın tarihine ilişkin detaylı açıklamalar çok başarılıydı. Yine, müze binası da güzel bir mimariye sahip. Yukarıdaki fotoğrafta Troya Müzesi’ndeki en dikkat çekici eser olan Polyksena Lahdini görmektesiniz. Bu harika lahit günümüzden 2500 yıl öncesine ait. Polyksena Lahdinin üzerinde birçok farklı konu anlatılmaktadır. Lahitin uzun kenarlarından birinde Troya Kralı Priamo