Ana içeriğe atla

Miletos Antik Kenti

 

Aydın'ın Didim ilçesinde bulunan Miletos Antik Kenti'ndeyim. M.Ö. 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altına giren Miletos'ta Roma Dönemi'nden kalan birçok tarihi eser bulunmaktadır.  Miletos Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları 1873 yılında başlamış olduğundan bugüne kadar birçok eser ortaya çıkarılmıştır.

Öncelikle yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz yapıdan başlayalım. Burası Miletos'un Stoası'nın bir bölümü. Stoa, üstü kapalı ve sütunlu yollardır. Yapılan restorasyon ile Stoa'nın küçük bir kısmı ayağa kaldırılmış olup bugün yalnızca 4 sütun ayaktadır. Ancak geçmişte burası 35 adet sütundan oluşan uzun bir caddeydi. 


Stoa'nın uzaktan görüntüsünü yukarıdaki fotoğrafta paylaşıyorum. 


Miletos Antik Kenti'nde, Roma Dönemi'nden kalan, yaklaşık 15.000 kişi kapasiteli oldukça büyük bir tiyatro bulunmaktadır.


Tiyatro binasının geçmişteki halini ve artık mevcut olmayan sahne binasının çizimini yukarıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. 


Tiyatronun oturma sıralarının arkasında bulunan tonozlu geçitler de muhteşem. 


 Bu geçitlerde yürürken büyülenmemek mümkün değil. 

(Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Miletus_Bay_silting_evolution_map-en.svg)

Bu tiyatro bir zamanlar liman körfezinin hemen yanında bulunuyor, oturma sıraları limana bakıyordu. Zaman içerisinde, Menderes nehrinin getirdiği alüvyonların limanı doldurması neticesinde, Miletos bir liman kenti olma özelliğini yitirmiştir. Bugünkü Miletos Antik Kenti denizden yaklaşık 10 kilometre içeridedir. Yani bu alüvyonlar 10 km'lik bir alanı doldurmuştur. Yukarıdaki haritada Miletos'un geçmişteki konumunu ve alüvyonlarla kaplanan bölgeyi görebilirsiniz. 


Miletos'un limanlarından biri olan Aslanlı Liman'da yukarıdaki fotoğrafta kalıntılarını gördüğünüz liman anıtı bulunmaktaydı. Bu anıtın bir deniz zaferi anısına dikildiği düşünülmektedir. Yukarıda belirttiğim üzere, denizin zamanla dolması sebebiyle, tıpkı tiyatro körfezi gibi bu limanın da artık denizle bir bağlantısı bulunmamaktadır. 


Liman anıtı üzerinde Triton'u tasvir eden bir kabartma bulunmaktadır. Denizler Tanrısı Poseidon ile Aşk ve Güzellik Tanrıçası Afrodit'in oğlu olan Triton'un belden yukarısı insan belden aşağısı balık şeklindedir. 


Anadolu'daki en büyük hamamlardan biri olan Faustina Hamamı da Miletos'un Roma Dönemi'nden kalan eserlerinden biridir. Faustina Hamamı, Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un teyzesi Faustina adına inşa edilmiştir. 


Şimdi gelelim Miletos Antik Kenti'nin en göz alıcı yapısı olan Pazar Yeri Kapısı'na. Yukarıdaki fotoğrafta Pazar Yeri Kapısı'nı görememenizin sebebi buradaki yerinden kaçırılmış olmasıdır. Bu yapı günümüzde Berlin'deki Pergamon Müzesi'nde sergilenmektedir.  


Ben Pergamon Müzesi'ne gittiğimde Pazar Yeri Kapısı'nı görmüş ve büyülenmiştim. Bu kadar büyük bir yapıyı nasıl götürebildiklerine inanamamıştım. Diğer yazılarımı okuyanlar Miletos Pazar Yeri kapısından defalarca bahsettiğimi bildiklerinden artık bundan sıkılmış olabilirler. Ama ben bu muhteşem yapıyı kaybettiğimize inanamadığımdan, bundan bahsetmeyi sürdüreceğim :) 

(Görsel: https://mathematicsart.com/solved-exercises/proof-of-thales-theorem/)

Miletos, bilim ve felsefe açısından da önemli bir kenttir. Felsefenin ve bilimin babası kabul edilen Thales Miletos'ta yaşamıştır. Geometrideki meşhur Thales teoremi de Miletoslu Thales'e aittir. 

Thales, maddenin birkaç bileşenden oluştuğuna dair fikirleriyle binlerce yıl önce atom kavramını irdeleyen bir filozoftur. M.Ö. 624-M.Ö. 548 yılları arasında yaşayan Thales, bilimden çığır açan birçok fikrin daha babasıdır. Thales, güneş tutulması ve ay tutulmalarını önceden hesaplayabilecek bilgiye sahipti. Ay tutulmasını incelerken dünyanın yuvarlak olduğunu tespit etmişti. 

(Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Anaksimandros)

Thales'in öğrencisi olan Anaksimandros da onun açtığı yolda ilerlemiştir. Anaksimandros, Raffaello'nun meşhur Atina Okulu tablosunda yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü şekilde resmedilmiştir. 

Anaksimandros, yaşamın sudan başladığını, başlangıçta tüm canlıların suda yaşadığını ve daha sonra karaya çıkarak evrimleştiklerini savunmuştur. Evrim teorisini binlerce yıl önce ortaya atması inanılmaz bir şey. 

(Görsel:https://tr.wikipedia.org/wiki/Milet#)

Yine, meşhur şehir planlayıcısı Hippodamos da Miletoslu'dur. Günümüzde de hala uygulanan, birbirini dik kesen sokaklardan oluşan şehirler planlamıştır. Bu nedenle bu uygulama onun adına ithafen "hippodamik plan" olarak adlandırılmakta olup "ızgara plan" olarak da bilinmektedir.


Miletos, Anadolu'nun bir çok kenti gibi 13. yüzyılda Türkler'in hakimiyetine geçmiş ve Balat ismini almıştır. Günümüzde de Balat Köyü'nün yakınlarında bulunmaktadır.

Miletos Antik Kenti'nde Selçuklular'dan kalan eserler de bulunmaktadır. Bu eserlerden biri 15. yüzyılda inşa edilen Türk Hamamı'dır. Hamamın günümüze kadar kalan kalıntıları dahi muhteşem. Yukarıda, hamamın içerisinden çektiğim bir fotoğrafı paylaşıyorum.  


Bu fotoğrafta da yine aynı hamamı başka bir açıdan görmektesiniz.


Miletos Antik Kenti'ne 17 km uzaklıkta, Didim Apollon Tapınağı bulunmaktadır. Apollon Tapınağı antik çağda bir kehanet merkeziydi. Şehir ve tapınak arasında uzanan bir kutsal yol mevcuttu. Günümüzde de burası bir yürüyüş yolu olarak kullanılmaktadır. 

Bugün bile büyüklüğü ve ihtişamıyla görenleri büyüleyen bu tapınağın binlerce yıl önce yaşayan antik çağ insanlarının gözünden nasıl göründüğünü hayal edemiyorum.


Bir zamanlar devasa sütunlarla çevrili olan tapınak, savaşlar ve depremlerle zaman içerisinde yıkılmıştır.


Apollon Tapınağı'nın her bir yerinde harika kabartma ve motifler bulunmaktadır. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz friz ve diğerleri bir zamanlar tapınağın üstünü süslerken, şimdi yerde sergilenmektedir. 


Miletos Antik Kenti'ni 2023 yazında ziyaret etmiştim, yazıyı henüz paylaşabiliyorum. 2023 yazında gördüğüm ve bu blogda anlatmadığım son bir yer kaldı, Sardes Antik Kenti. Bir sonraki yazıda Sardes'i anlatacağım. Sonrasında 2024'ün keşifleri ile devam edeceğiz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta

Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti

  Roma İmparatorluğu'ndan kalan antik kentler denilince hep Ege ve Akdeniz bölgesi akla gelir. Oysa Karadeniz Bölgesi'nde de birçok antik kent bulunuyor. Yalnızca henüz kazıları tamamlanmadığı için çok fazla kişi tarafından bilinmiyor. İşte Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti de bunlardan biri.  (Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Pontus_Krallığı) Kastamonu, geçmişte Karadeniz'de hüküm süren Pontus Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar'ın Pontus Krallığı'nı ortadan kaldırmalarının ardından Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisine dahil edilmiştir. Pompeiopolis, şehri fetheden Romalı komutan Pompeius tarafından M.Ö. 65 yılında, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kurulmuştur. Kent daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaletinin başkenti ilan edilmiştir. Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, 1213 yılında, bu bölge Çobanoğulları Beyliği'nin hakimiyet