Ana içeriğe atla

Van Gölü&Akdamar Adası&Kutsal Haç Kilisesi


Burası Van Gölü. İnanın bu kadar muhteşem olacağını ben de tahmin etmemiştim. Tekneye bindiğimde kendimi Alpler'in ortasında bir yerde hissettim. Hiç bitmesini istemediğim bu yolculuk Van Gölü kıyısından Akdamar Adası'na uzanıyor. Bu yazıda size Van Gölü'nden, Akdamar Adası'ndan ve bu adada bulunan, 1000 yıllık bir Ermeni kilisesi olan Kutsal Haç Kilisesi'nden bahsedeceğim. 

Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü, Van ve Bitlis illeri arasında yer almaktadır. Suyu tuzlu ve sodalıdır. Bu nedenle kışın donmamaktadır.  Gölün çevresinde Süphan Dağı ve Nemrut Dağı gibi sönmüş yanardağlar bulunmaktadır. Volkanik patlamalar sonucunda kraterde suların birikmesi ile oluşan volkanik bir göldür. 

Vanlılar buradan bahsederken göl değil deniz diyorlar. Gidip görmeden önce bu bana tuhaf gelmişti. Ancak görünce, özellikle de adaya gitmek üzere tekneye binince burası kesinlikle göl değil, bir iç deniz dedim. 

Van Gölü'nde gezip görebileceğiniz dört ada bulunuyor. Bunlar; Akdamar Adası, Çarpanak Adası, Adır Adası ve Kuş Adası. Ben bu yazıda size Akdamar Adası'ndan bahsedeceğim. Bu kadar adanın gölde ne işi mi var? Ama burası göl değil deniz, evet Vanlılar'a katılıyorum :)

 

Ben adaya Van’ın Gevaş ilçesinden kalkan bir tekne ile gittim. Bu tekne yolculuğu yaklaşık yarım saat sürüyor. Ancak hiç bitmesin istedim. Hava buz gibi olmasına rağmen bu güzelliği doya doya görmek için teknenin dış kısmında oturdum. 

Akdamar Adası müze niteliğinde ve belli saatlerde ücret karşılığında giriş yapabiliyorsunuz. Ben iki yıl önce gittiğimden, 2023 yılı için güncel bilgi verebilmek adına www.muze.gov.tr den kontrol ettim. Buna göre her gün 08:30-17:30 saatleri aralığında açık olan adaya giriş ücreti 60-TL. Yaz-kış sezonuna göre giriş çıkış saatleri değişiyor, 1 Nisan-31 Ekim tarihleri arasında daha geç saatlere kadar görme şansınız bulunuyor. Müzekartla ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Girişler yukarıdaki fotoğraftaki sevimli iskeleden :)

Akdamar Adası'nı görmek isteme sebebim burada bulunan bir Ermeni kilisesi olan Kutsal Haç Kilisesi. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz bu kilise Kral Gagik Artzruni tarafından 915-921 yılları arasında inşa ettirilmiştir. 

Orta Çağ'da, Van ve çevresi Ermeniler'in egemenliği altındaydı. Bir önceki yazıda da Kars'taki tarihi Ermeni yapılarından bahsetmiştim. Kars civarında Bagratuni Ailesi hüküm sürerken Van civarında Artzruni ailesi hüküm sürmekteydi. 

Esasen Türkler'in Anadolu'ya girmesinden önce Doğu Anadolu bölgesi genel olarak Ermeni krallıkları tarafından yönetilmekteydi. Bu nedenle Doğu Anadolu'yu gezdiğinizde önce Ermeni yapılarını, Türkler'in Anadolu'ya girişinden sonra ise Selçuklu yapılarını görmektesiniz. 

Şimdi asıl konumuz olan Kutsal Haç Kilisesi'ne dönelim. Akdamar Adası'ndaki bu kilisenin en özel yanı dış duvarlarının tamamında, Adem ve Havva, Davut ve Golyat, Yunus ve balık hikayeleri gibi kutsal kitaplarda yer alan hikayeleri tasvir eden kabartmaların olması. O nedenle bu kilise çok büyük değil ise de; bu kabartmaları incelemek için uzun bir vakit ayırmalısınız. Bu hikayeler yalnızca İncil'de değil Tevrat ve Kuran'da da olduğundan bizler için de tanıdık tasvirler. Bu nedenle kabartmaları incelediğinizde neyi anlatmak istediğini anlayabiliyorsunuz.


Örneğin; yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz kabartmada Yunus peygamberin denize atılması canlandırılmıştır. Sol tarafta görülen gemi Yunus'un üç kişi tarafından denize atılma anını gösteriyor. Hemen yanında, sağ tarafta, ağzını açmış ve Yunus'u yutmak için bekleyen bir balık ve ona doğru sürüklenen Yunus tasviri var.
 

Yukarıdaki fotoğrafta görülen kabartmada cennetteki ağaçtan yasak elmayı yiyen Adem ve Havva tasvir edilmiştir. Solda elma ağacının yanındaki Adem ve Havva'yı görebilirsiniz. 
 

Yukarıda İbrahim peygamberin oğlu İsmail'i kurban etmesini tasvir eden kabartmayı görmektesiniz. Ortada İbrahim, sağ tarafta onun önünde oğlu İsmail ve arkasında, iki duvarın birleştiği köşede, gökten inen koyun tasvir edilmiştir. İbrahim tam İsmail'i kurban edecekken gökten inen koyuna doğru bakmaktadır.


Yukarıdaki fotoğrafta Davut peygamber ile Golyat’ın mücadelesini görmektesiniz. Davut ortada elinde sapan ile görülmekteyken, Golyat en sağda elinde kılıç ve zırhla görülmektedir. Golyat Davut'a göre çok daha iri tasvir edilmiştir. 

Gördüğünüz üzere bu kilise adeta bir kitap gibi. İnşa edildiği tarihte okuma yazma oranının düşük olduğunu düşündüğünüzde, kutsal kitaptaki hikayelerin bu şekilde tasvir edilmesi görsel güzelliğinin yanı sıra, o dönem için son derece öğretici. 

Kutsal Haç Kilisesi'nin içindeki fresklerde de yine kutsal kitaptan hikayeler tasvir ediliyor. Bir kısmı zaman içerisinde silinmiş olsa da hala belli kısımları görülebiliyor. Örneğin; yukarıdaki fotoğrafta sol altta İsa peygamberin göğe yükselişi tasvir edilmiştir. İsa dört tane uçan melek tarafından göğe yükseltilmektedir. 

Akdamar'ın eski ismi Ahtamar (Ahtamara)'dır. Bu adanın isminin adada yaşayan bir keşişin kızı olan Tamara'da geldiği söylenmektedir. 

Hikayeye göre; müslüman bir çoban ile keşişin kızı birbirlerine aşık oluyor. Çoban Tamara'yı görebilmek için geceleri yüzerek adaya geliyor; Tamara da elinde bir fenerle onu bekliyor. Çoban fenere doğru yüzüyor ve bu şekilde buluşuyorlar. Bu durumun farkına varan keşiş fırtınalı bir gecede eline fener alarak küçük bir tekneye binip adanın etrafında sürekli yer değiştirerek çobanın yorulup boğulmasına neden oluyor. Çoban ölmeden önce "Ah Tamara" diye haykırdığı için adanın ismi "Ahtamara" oluyor. Tüm aşk efsanelerinde olduğu gibi burada da sevdiğinin öldüğünü öğrenen Tamara bu acıya dayanamayıp Van Gölü'ne atlayarak intihar ediyor. Evet, tüm efsaneler gibi bu hikaye de aşk ile ilgili :) 

Bir sonraki yazıda yine Van'da olacağız. Fakat bu kez çok daha geçmişe, 3000 yıl öncesine giderek, Van'ın Urartular'ın başkenti olduğu zamanlardan bahsedeceğim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Romalılar ve Anadolu

Roma İmparatorluğu tarihteki en büyük imparatorluklardan biri olmasına rağmen ülkemizdeki tarih derslerinde bu imparatorluğa çok fazla yer verilmez.  Roma İmparatorluğu'nun En Geniş Sınırları Üstelik, yukarıdaki haritada görüleceği üzere, bugünkü Türkiye topraklarının tamamı bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmasına rağmen. Sezar Roma İmparatorluğu denilince akla gelen ilk kişi Sezar ise de, Sezar Roma İmparatoru değildir. Sezar, Roma İmparatorluğu'nun hemen öncesinde, Roma Cumhuriyeti'nde başa geçmiştir. Ancak devleti diktatörlüğe sürüklediği iddiasıyla evlat edinmiş olduğu Brutus'ün önderliğinde suikaste uğrayarak M.Ö. 44'te hayatını kaybetmiştir. Augustus Sezar'ın hayatını kaybetmesinin ardından, Marcus Antonius, Marcus Aemilius Lepidus ve Augustus üçlü bir ittifak oluşturarak yönetimi paylaşmışlardır. Bu geçiş döneminin ardından, Sezar'ın yeğeni ve evlatlığı olan Augustus yönetimi ele geçirmiş ve ülkeyi b

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e