Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü, Van ve Bitlis illeri arasında yer almaktadır. Suyu tuzlu ve sodalıdır. Bu nedenle kışın donmamaktadır. Gölün çevresinde Süphan Dağı ve Nemrut Dağı gibi sönmüş yanardağlar bulunmaktadır. Volkanik patlamalar sonucunda kraterde suların birikmesi ile oluşan volkanik bir göldür.
Vanlılar buradan bahsederken göl değil deniz diyorlar. Gidip görmeden önce bu bana tuhaf gelmişti. Ancak görünce, özellikle de adaya gitmek üzere tekneye binince burası kesinlikle göl değil, bir iç deniz dedim.
Van Gölü'nde gezip görebileceğiniz dört ada bulunuyor. Bunlar; Akdamar Adası, Çarpanak Adası, Adır Adası ve Kuş Adası. Ben bu yazıda size Akdamar Adası'ndan bahsedeceğim. Bu kadar adanın gölde ne işi mi var? Ama burası göl değil deniz, evet Vanlılar'a katılıyorum :)
Akdamar Adası müze niteliğinde ve belli saatlerde ücret karşılığında giriş yapabiliyorsunuz. Ben iki yıl önce gittiğimden, 2023 yılı için güncel bilgi verebilmek adına www.muze.gov.tr den kontrol ettim. Buna göre her gün 08:30-17:30 saatleri aralığında açık olan adaya giriş ücreti 60-TL. Yaz-kış sezonuna göre giriş çıkış saatleri değişiyor, 1 Nisan-31 Ekim tarihleri arasında daha geç saatlere kadar görme şansınız bulunuyor. Müzekartla ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Girişler yukarıdaki fotoğraftaki sevimli iskeleden :)
Akdamar Adası'nı görmek isteme sebebim burada bulunan bir Ermeni kilisesi olan Kutsal Haç Kilisesi. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz bu kilise Kral Gagik Artzruni tarafından 915-921 yılları arasında inşa ettirilmiştir.
Orta Çağ'da, Van ve çevresi Ermeniler'in egemenliği altındaydı. Bir önceki yazıda da Kars'taki tarihi Ermeni yapılarından bahsetmiştim. Kars civarında Bagratuni Ailesi hüküm sürerken Van civarında Artzruni ailesi hüküm sürmekteydi.
Esasen Türkler'in Anadolu'ya girmesinden önce Doğu Anadolu bölgesi genel olarak Ermeni krallıkları tarafından yönetilmekteydi. Bu nedenle Doğu Anadolu'yu gezdiğinizde önce Ermeni yapılarını, Türkler'in Anadolu'ya girişinden sonra ise Selçuklu yapılarını görmektesiniz.
Şimdi asıl konumuz olan Kutsal Haç Kilisesi'ne dönelim. Akdamar Adası'ndaki bu kilisenin en özel yanı dış duvarlarının tamamında, Adem ve Havva, Davut ve Golyat, Yunus ve balık hikayeleri gibi kutsal kitaplarda yer alan hikayeleri tasvir eden kabartmaların olması. O nedenle bu kilise çok büyük değil ise de; bu kabartmaları incelemek için uzun bir vakit ayırmalısınız. Bu hikayeler yalnızca İncil'de değil Tevrat ve Kuran'da da olduğundan bizler için de tanıdık tasvirler. Bu nedenle kabartmaları incelediğinizde neyi anlatmak istediğini anlayabiliyorsunuz.
Gördüğünüz üzere bu kilise adeta bir kitap gibi. İnşa edildiği tarihte okuma yazma oranının düşük olduğunu düşündüğünüzde, kutsal kitaptaki hikayelerin bu şekilde tasvir edilmesi görsel güzelliğinin yanı sıra, o dönem için son derece öğretici.
Kutsal Haç Kilisesi'nin içindeki fresklerde de yine kutsal kitaptan hikayeler tasvir ediliyor. Bir kısmı zaman içerisinde silinmiş olsa da hala belli kısımları görülebiliyor. Örneğin; yukarıdaki fotoğrafta sol altta İsa peygamberin göğe yükselişi tasvir edilmiştir. İsa dört tane uçan melek tarafından göğe yükseltilmektedir.
Akdamar'ın eski ismi Ahtamar (Ahtamara)'dır. Bu adanın isminin adada yaşayan bir keşişin kızı olan Tamara'da geldiği söylenmektedir.
Hikayeye göre; müslüman bir çoban ile keşişin kızı birbirlerine aşık oluyor. Çoban Tamara'yı görebilmek için geceleri yüzerek adaya geliyor; Tamara da elinde bir fenerle onu bekliyor. Çoban fenere doğru yüzüyor ve bu şekilde buluşuyorlar. Bu durumun farkına varan keşiş fırtınalı bir gecede eline fener alarak küçük bir tekneye binip adanın etrafında sürekli yer değiştirerek çobanın yorulup boğulmasına neden oluyor. Çoban ölmeden önce "Ah Tamara" diye haykırdığı için adanın ismi "Ahtamara" oluyor. Tüm aşk efsanelerinde olduğu gibi burada da sevdiğinin öldüğünü öğrenen Tamara bu acıya dayanamayıp Van Gölü'ne atlayarak intihar ediyor. Evet, tüm efsaneler gibi bu hikaye de aşk ile ilgili :)
Bir sonraki yazıda yine Van'da olacağız. Fakat bu kez çok daha geçmişe, 3000 yıl öncesine giderek, Van'ın Urartular'ın başkenti olduğu zamanlardan bahsedeceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder