1000 yıllık bir tarihi barındıran Ani Harabeleri'ni anlatacağım bu yazının girişini Çıldır Gölü ile yapmak istedim.
Viyana'da buz tutmuş gölde kızakla kaymak mı yoksa Kars'ta Çıldır Gölü'nde atlı kızağa binmek mi daha keyifli derseniz, kesinlikle Çıldır Gölü diyorum! Sırf atın ve arabasının güzelliği için bile ayrı bir paragraf yazılır.
Çıldır Gölü Türkiye'nin tamamen donan tek gölü olduğundan bu deneyimi başka bir yerde yaşayamazsınız. Bunun için tabii ki gölün donduğu aylara göre tatilinizi planlamanız gerekiyor. Ben Mart ayı başında gitmiştim. Genelde Kasım ayı sonundan Nisan ayı başına kadar buz tuttuğu söyleniyor. Tabii maalesef küresel ısınma nedeniyle iklimlerin dengesi bozulduğundan gitmeden önce arayıp teyit etmenizde fayda var.
Çıldır Gölü Kars ve Ardahan illeri arasında yer alıyor ve yüzölçümü 123 m2. Kars şehir merkezine 70 km mesafede bulunuyor.
Kışın gölde balık tutmak için eskimoların yaptığı gibi buzun kırılıp delik açılması gerekiyor. Bu delikler daha sonra kendiliğinden donuyor. Gölün meşhur balığı Sazan. Gölün çevresindeki lokantalarda gölde tutulan balıkları yiyebilirsiniz.
Çıldır Gölü'nün keyfi benim için bir sürprizdi. Kars'a gitmekteki asıl amacım Ani Harabeleri'ni görmekti. Yazının bundan sonraki kısmında bu alanda bulunan tarihi yapılardan bir bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum.
Ermenistan sınırında yer alan Ani Harabeleri en az 1000 yıllık birçok tarihi yapıdan oluşuyor. Geniş bir alana yayılan bu yapıların tamamını görmek için buraya uzun bir vakit ayırmalısınız. Ani Harabeleri'nde hem Selçuklu hem de Ermeni eserlerini görebilirsiniz. Yukarıdaki fotoğrafta şehrin surları yer alıyor.
Ani'de ilk bilimsel kazı çalışmaları 1892-1917 yılları arasında Nikolai Yakovlevich Maar ve ekibi tarafından yapılmıştır. Bu dönem Kars'ın Rus işgali altında olduğu dönemdir. 93 Harbi olarak da anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı neticesinde önce Ayastefanos Antlaşması ve sonra Berlin Antlaşması ile Kars, Ardahan, Artvin ve Batum ile birlikte Rus hakimiyetine geçmiştir. 1878-1918 yılları arasını kapsayan 40 yıllık dönemde Ruslar Kars'ta pek çok yapı inşa ettirmiştir. Kars şehir merkezini gezerken bu yapıları da görebilirsiniz.
Öncelikle, yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz, Ani Harabeleri'nin simgesi olan Aziz Gregory Kilisesi ile başlayalım. Bu kilise Ermeni Prensi Grigor Pahlavuni (Prens Krikor) tarafından 980 yılı civarında inşa ettirilmiştir.
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz Surp Krikor Lusaroviç Kilisesi, 1215 yılında, tüccar Tigran Honents tarafından inşa ettirilmiştir. Ermenistan'da Hristiyanlığın yayılmasını sağlayan Surp Krikor Lusaroviç'e adandığından onun ismini taşımaktadır. "Surp" Ermenice "Aziz" anlamına gelmektedir.
Bu kilisenin içerisinde birçok fresk var. Bu fresklerde çoğunlukla Hz. İsa ve Surp Krikor Lusaroviç'in hayatından bölümler tasvir ediliyor. Kilisenin içindeki bu freskleri gösteren fotoğrafları yukarıda paylaşıyorum.
Buradaki en büyük kilise ise, Ermeni Bagratuni Krallığı döneminde Kral II. Smbat tarafından inşa ettirilen Ani Katedrali'dir. Yapımı 989 yılında başlamış ve 1001 yılında tamamlanmıştır. Yapının mimarı, daha sonra Ayasofya'nın kubbesini de onaran Trdat'tır.
Zaman içerisinde depremlerde büyük bir kısmı yıkılmıştır. Benim gittiğim dönemde restorasyon çalışmaları devam etmekteydi. Özellikle, katedral içerisine girdiğinizde, büyük ölçüde harap olmuş olsa da, aradan 1000 yıldan fazla zaman geçmiş olsa da, hala görkemini koruduğunu görüyorsunuz.
Bu katedral, Türkler'in Anadolu'ya girişinin ardından Selçuklu Sultanı Alp Arslan tarafından camiye çevrilmiştir. Daha sonrasında bu bölgede Selçuklular tarafından da eserler yaptırılmıştır. Ani Harabeleri'nde bu Selçuklu eserlerini de görebilirsiniz.
Bu alandaki Selçuklu eserleri arasında en önemlisi yukarıda fotoğrafta gördüğünüz Ebu'l Manuçehr Camii'dir. Bu camii, Anadolu'daki ilk cami olarak bilinmektedir. Büyük ölçüde korunarak günümüze kadar gelmiştir.
Türkler'in Anadolu'ya girişinden sonra Selçuklu hakimiyetine giren bu bölgenin Selçuklular adına idaresi Şeddadi Hanedanlığı'na bırakılmıştır. Manuçehr Cami, Selçuklular tarafından Ani'nin ilk beyi olarak atanan Şeddadi Emiri Ebu'l Manuçehr tarafından 1071-1072 yılında inşa ettirilmiştir.
Yukarıdaki fotoğraflarda Ebu'l Manuçehr Camii'nin detaylarını görebilirsiniz.
Kars'a gittiğinizde akşam mutlaka Kafkas Gecesi'ne katılmalısınız. Burada geleneksel Kars yemeklerini yerken muhteşem Kafkas danslarını izleyebilirsiniz. Kafkas halk dansları beni gerçekten büyülüyor. Erkeklerin figürleri ciddi bir fiziksel güç gerektiriyor. Çok hareketli ve göz alıcı. Bence en maskülen dans, "sehr männlich!" :)
Kars'tan dönerken Doğu Ekspresi'ni kullandım. Dönüş yolculuğumu ve burada uğradığım duraklarda gördüğüm yerleri merak ederseniz bir önceki yazım olan "Doğu Ekspresi Seyahati&Divriği ve Sivas" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder