Ana içeriğe atla

İstiklal Yolu Yürüyüşü-II: İnebolu'dan Kastamonu'ya 95 Km

 

İnebolu'dan Kastamonu'ya uzanan 95 km'lik İstiklal Yolu'nu 4 günde yürüdük. Bu yürüyüşün gün gün tüm aşamalarını bu yazıda anlatacağım. 

İstiklal Yolu nedir, bu yürüyüşe katılmak için ne yapmak gerekir vb sorularınız ile ilgili detaylı bilgiler için bu linkte paylaştığım yazımı okuyabilirsiniz: İstiklal Yolu Yürüyüşü-I: Sıkça Sorulan Sorular

1. GÜN: İNEBOLU-ÇUHADORUĞU


İstiklal Yolu Yürüyüşü sabah saat 09:00'da İnebolu'da yapılan kutlamalar ile başladı. Bu kutlamalarda Kurtuluş Savaşı esnasında cephanenin gemilerden indirilerek kağnılara yüklenişini gösteren mizansenler de gerçekleştirildi. 


İnebolu, Ankara'ya en yakın kıyı olduğundan İstanbul'dan ve hemen karşı kıyıdaki Rusya'dan yüklenen silah ve cephane önce deniz yoluyla İnebolu'ya getiriliyor, sonrasında bugün İstiklal Yolu olarak adlandırdığımız rota üzerinden kağnılarla Ankara'ya taşınıyor ve oradan cephelere dağıtılıyordu. Tam da bu sebeple Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında "Gözüm Sakarya'da, kulağım İnebolu'da" demiştir. 


Kutlamalarda İnebolulu denizcilerin Heyamola oyunu da sergilendi. Cephanenin taşınması konusunda İnebolulu kayıkçıların da emeği büyüktü. Çünkü cephaneyi getiren gemiler açıkta bekliyor, İnebolulu kayıkçılar onları gemilerden alarak kıyıya taşıyordu. 

(Görsel: https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/kurtulus-savasinin-istiklal-madalyali-kayikcilari/0/16022)

Yukarıdaki fotoğrafta cephanenin kayıklarla gemilerden taşınarak karaya çıkarılışını görmektesiniz. Böyle bir mücadeleden sonra insanların Kastamonu'da deniz var mı diye sorması, ne İnebolu'yu ne de İstiklal Yolu'nu bilmemesi elbette beni üzüyor. Çoğu kişinin bilmediği o deniz ve o denizciler sayesinde Kurtuluş Savaşı'na cephane taşındı.


Kutlamaların ardından İnebolu sahilinden başlayan yürüyüşümüzde önce İnebolu sokakları arasından geçtik. Bu esnada İnebolu halkı evlerinin önünde bekleyerek heyecanla yürüyüşçüleri selamlıyordu. 


Güzergah üzerindeki köylerden Taşoluk Köyü muhtarının yürüyüşçüleri karşılayarak erik ve su ikram etmesi, çeşitli köylerden geçerken köylülerin bizi karşılaması gibi anlar gerçekten çok güzeldi. Bu yürüyüş Kastamonu halkı tarafından çok ciddi sahiplenilmiş durumda. 


İnebolu ilçesinden çıktıktan sonra akşam konaklayacağımız Çuhadoruğu Kamp Alanı'na ulaşmak için deniz seviyesinden 995 km tırmanmamız gerekiyordu. İlk gün 20 km yürüdük, diğer günlere kıyasla azdı. Çünkü ilk gün İnebolu'daki kutlamalar ile başladığından yürüyüşe saat 11:00'de başladık. Diğer günlerde ise yürüyüş sabah saat 08:00'de başlıyordu.


Saat 18:00 gibi Çuhadoruğu Kamp Alanı'na ulaşarak ilk günü tamamladık. Kamp alanına gittiğinizde dinlenebilmeniz için öncelikle çadırınızı kurmanız gerekiyor. Aç ve yorgunken en zoru bu oluyor. Akşam yemeğinden sonra erkenden yatıyorduk. Çünkü sabah 07:00'de başlayacak kahvaltı öncesinde hazırlanmamız, eşyalarımızı ve çadırımızı toplayarak kamyona yüklememiz gerekiyordu. 

2. GÜN: ÇUHADORUĞU-ECEVİT HAN

İkinci gün, Çuhadoruğu Kamp Alanı ile Ecevit Han Kamp Alanı arasındaki 23 km'lik yolu yürümek üzere sabah 08:00'de yürüyüşe başladık.


İkinci gün bence yürüyüşün en güzel günü; çünkü en mükemmel manzaralara sahip rotalar ikinci günde yürünüyor. 


Ama diğer taraftan sık ormanlık alanlar sebebiyle yürüyüşçüleri en çok zorlayan da yine ikinci gün oldu.


Yaklaşık 5 saat yürüyerek, öğleden sonra Küre ilçesine ulaştık. Küre halkı bizi harika bir coşkuyla karşıladı. Burada yapılan tören için bir süre durduktan sonra yürüyüşümüze devam ettik. 


İkinci günün sonunda akşam 18:00 civarında Ecevit Han Kamp Alanı'na ulaşıp çadırlarımızı kurduk. Burası benim en sevdiğim kamp alanı oldu, mükemmel bir manzarası vardı. Ama diğer taraftan en çok üşüdüğüm yer de yine burası oldu. Bir önceki yazıda belirttiğim gibi, burası geceleri inanılmaz soğuk oluyor. Bu fotoğrafta böyle enerjik gözüktüğüme bakmayın, aslında inanılmaz yorgun ve açtım. Zaten yemeğimi yedikten sonra kendimi direkt çadıra attım. 

3. GÜN: ECEVİT HAN-HALKACILAR 

Ecevit Han Kamp Alanı'nda üçüncü günün sabahına uyandık ve yine saat 08:00'de yürüyüşümüze başladık. 

Üçüncü günün hedefi Ecevit Han Kamp Alanı ile Seydiler Halkacılar Kamp Alanı arasındaki 27 km'lik parkuru yürümekti. 

Üçüncü günün rotası diğer günlere göre daha rahattı. Yol daha uzundu evet, ama ne ilk günkü gibi çok fazla tırmanış vardı ne de ikinci günkü gibi sık ormanlık alanlar. 

Üçüncü günün rotasındaki en sevimsiz kısım güzergahın otoyoldan geçtiği bölümlerdi. Elbette 100 yıl önce kağnıların geçtiği bu yollar artık değişiyor. Bu kısımlarda Trafik Jandarması güvenli bir geçiş için bizlere eşlik etti. 

Öğleden sonra Seydiler ilçesine ulaştık. Burada öncelikle ilçe girişinde bulunan Şehit Şerife Bacı'nın anıt mezarını ziyaret ettik. Şehit Şerife Bacı, İstiklal Yolu'nda kağnılarla cephane taşıyan kadınların sembolü olmuştur. Şehit Şerife Bacı, 1921 yılının Şubat ayında sırtında bebeği ile İstiklal Yolu'nda donarak ölmüştür. Çünkü yağan karın cephaneye zarar vermemesi için yanındaki yorganı cephanenin üzerine örtmüştür. 

Kurtuluş Savaşı'nda daha nice Kastamonulu kadın bizim ağır bir yük taşımadığımız halde yorulduğumuz bu yollarda kağnılarla günlerce yürüyerek cephane taşıdı. Bizim yaz ayında çadırların ve uyku tulumlarının içerisinde bile titreyerek uyuduğumuz bu dağlarda kışın dondurucu soğukla mücadele etti. Cephaneyi taşıma görevi kadınlara kalmıştı, çünkü Kastamonulu erkekler cephedeydi. Kastamonu hiç işgal görmemesine rağmen en çok şehit veren iller arasındadır.

Seydiler ilçe merkezine ulaştığımızda belediye başkanı ve halk tarafından karşılandık. Kutlamalar için yürüyüşümüze kısa bir ara verdik. Sonrasında Halkacılar Kamp Alanı'na ulaşmak için yürümeye devam ettik. 

Günde 10 saat süren yürüyüşlerimizde yalnızca yarım saatlik öğle yemeği molası ile birkaç kez 5 dakikalık kısa molalar vererek ilerliyorduk. Öğle yemeği molasının yarısı zaten ayakta yemek sırası bekleyerek geçiyordu. Dolayısıyla ilçe merkezlerindeki karşılama ve ikramlar bizim için tek dinlenme noktasıydı diyebilirim. 

Akşam 18:30'a doğru Halkacılar Kamp Alanı'na ulaştık. Bu artık son gecemizdi, çünkü ertesi gün yürüyüşün dördüncü ve son günüydü. Bu kez diğer iki kamp alanındaki kadar üşümeyeceğimizi düşünmüştüm. Çünkü diğer kamp alanları çok daha yüksek alanlarda sık ormanların arasındaydı. Ancak düşündüğüm gibi olmadı. Halkacılar Kamp Alanı'nda nem nedeniyle inanılmaz üşüdüm. 

4. GÜN: HALKACILAR-KASTAMONU


Yürüyüşün son gününe uyandığımızda çoğu katılımcı bu günü tamamlayıp tamamlayamayacağı konusunda endişeliydi. Çünkü diğer günlerde yürüyüşü yarıda bırakanlar olmuştu. Geriye kalanların çoğunun da ayakları su toplamış, kas ağrıları başlamıştı. Yürüyüşçüler arasında çeşitli dağcılık kulüplerinden katılan gruplar olsa da, normalde böyle büyük çapta yürüyüşlere katılmayan, yalnızca istiklal mücadelemizi anmak için bu yolu yürümek isteyenler de vardı. 


Son günün özelliği en uzun rotanın bugün yürünecek olmasıydı. Üstelik 30 km'lik bu güzergahın çoğu güneşin altında yürünecekti; zira artık şehir merkezine yaklaştığımızdan diğer günler gibi ormanlık alanlardan geçmeyecektik. Tam da düşündüğümüz gibi oldu ve öğle yemeği molasına kadar başımıza güneş geçti, ayakta durmakta zorlanıyorduk, burnu kanayanlar da oldu. 


Fotoğraf çektirmek istediğim inek tarafından kovalanmam dışında benim için her şey iyi gitti :)


Saat 16:00'dan sonra Kastamonu şehir merkezinin etrafındaki tepeden yürürken biraz olsun gölgeye kavuşabildik. 


Yürüyüşün dördüncü gününde bir başka Kastamonulu kadın kahramanımız olan Halime Çavuş'un mezarını da ziyaret ettik. Halime Çavuş, saçlarını kesip erkek kılığına girerek kuvayı milliye ordusuna katılan 20'li yaşlarında bir kadındı. Üç yıl boyunca İstiklal Yolu'nda cephane taşıyanların güvenliğini sağlamak için görev yaptı. Günümüzde İnebolu'da kahramanlık günü olarak kutlanan 9 Haziran 1921 tarihinde Yunan Savaş gemilerinin İnebolu'yu bombaladığı esnada ayağından yaralandı. Savaştan sonra bizzat Atatürk tarafından Ankara'ya davet edilerek İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. 


Saat 17:00 civarında Kastamonu girişine ulaştık. Burada madalyalarımız ve katılım belgelerimiz dağıtıldı. 95 km'lik yolun tamamını yürümeyi başardığımız için çok mutluyduk. Hem bu başarının tadını çıkarmış hem de biraz dinlenmiş olduk. Bu keyifli moladan sonra şehir merkezinde Cumhuriyet Meydanı'nda yapılacak törene yetişmek üzere son kez yola koyulduk. 


17:30'da şehir merkezine giriş yaptığımızda Kastamonu halkı da bayraklarını alarak sokağa çıkıp tören alanına kadar bize eşlik etti. Geriye kalanlar camlarda ve kapılardaydı. İnanılmaz güzel bir görüntüydü. Saat 18:30'da Cumhuriyet Meydanı'nda kapanış töreni düzenlendi. Böylece İstiklal Yolu Yürüyüşü sona erdi.

Tören bitene kadar gayet iyiydim, hiç yorgunluk hissetmedim. Ama tören bittiğinde ayaklarımın çok kötü durumda olduğunu ve üzerine basmakta zorlandığımı fark ettim. Sanırım bir hedefe kanalize olduğunda o acıyı hissetmiyorsun. 


Yürüyüşten hemen sonra yola çıkmayı düşünüyorsanız bir kez daha düşünün derim. O gece Kastamonu'da kalmanız daha doğru bir karar olur, çünkü cidden çok yorulmuş olacaksınız. Eğer Kastamonu'da kalırsanız eski ahşap konaklardan otele dönüştürülen yerlerde kalmanızı tavsiye ederim. Böylece Kastamonu evlerinin güzelliğinin de tadını çıkarmış, gelmişken bir de meşhur kuyu kebabımızı yemiş olursunuz. 


Bu yürüyüşe katılsanız da katılmasanız da en azından bu topraklarda neler yaşandığının bilinmesini istediğim için bu yazıyı yazdım. Ne kadar çok kişiye aktarabilirsem kardır. Bu ülkenin ne zorluklarla kazanıldığını bilirsek daha çok kıymetini biliriz diye düşünüyorum. 


Bu arada, Kastamonu'ya gelmişken yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz Horma Kanyonu gibi doğal güzellikler ile tarihi eser ve yapıları da görmenizi tavsiye ederim. Bu konuda fikir vermesi açısından, Kastamonu ile ilgili yazdığım diğer yazılarımın linkini paylaşıyorum. Kastamonu'nun muhteşem kanyonları hakkında bilgi edinmek için Kastamonu: Horma Kanyonu, Valla Kanyonu, Küre Dağları Milli Parkı isimli yazımı; Kastamonu'daki arkeolojik eserlere ilişkin bilgi edinmek için ise Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti isimli yazımı okuyabilirsiniz. 

Yorumlar