Ana içeriğe atla

Balkanlar'ın İncisi: Kotor&Budva




Karadağ'ın Kotor ve Budva şehirlerine yaptığım seyahati anlatacağım bu yazıda öncelikle bu şehirlerin bulunduğu coğrafi ve siyasi konumdan bahsetmek istiyorum. 

Montenegro, yani Karadağ önceleri Sırbistan'a bağlı iken, daha sonra 2006 yılında bağımsızlığını ilan ederek özgür bir devlet haline gelmiştir. Benim çocukluğumda Karadağ halen Sırbistan'a bağlıydı ve ülkenin adı Serbia&Montenegro yani  Sırbistan&Karadağ olarak geçiyordu. Artık bu ülkeler tamamen ayrı iki devlet oldular. Bu bölge geçmişte Venedik Cumhuriyeti ve sonrasında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu hakimiyetinde iken, 1918 yılında ise Eski Yugoslavya'nın bir parçası haline gelmiştir.

Kotor ve Budva şehirleri deniz tatili yapmak için ideal yerler olmalarının yanı sıra Orta Çağ'dan bu yana koruduğu mimarisi ile görenleri büyülüyor. Bu arada Osmanlı Balkanlar'ın hemen hemen tamamını fethetmiş olmasına rağmen, Kotor bu şehirlerin dışında kalıyor. Bu nedenle burada Osmanlı mimarisine rastlanmıyor.


Kotor'a iner inmez güneş henüz yeni yeni doğarken Kotor Kalesi'ne tırmanmaya karar verdik ve Kotor turumuza buradan başladık. Bu kale o kadar yüksek ki, hızlı bir yürüyüşle bile tırmanmak ortalama 1 saat sürüyor. Bu nedenle ya sabah çok erken saatlerde, ya da akşam serinliğinde tırmanmanızı tavsiye ediyorum. 

Kotor Kalesi hemen eski şehir merkezinin üstünde yükseliyor. Yukarıdaki fotoğrafta Kotor'un tarihi binalarını görmektesiniz. 


Kaleye çıkarken, 1500'ün üzerinde basamağı tırmanmaya başladıktan 15 dakika sonra yorulmaya başladığımdan, heyecanla başlayan bu macera benim kısa sürede sızlanmama yol açıyor :)  Fakat tabii ki durunca arkamda gördüğüm manzaradan güç alıyor ve vazgeçmiyorum.




Nihayet zirveye ulaştığımızda tam da tahmin ettiğimiz gibi muhteşem bir manzarayla karşılaşıyoruz. Kotor'a gittiğinizde bu kaleye kesinlikle tırmanmanızı tavsiye ediyorum. Zor da olsa gerçekten çektiğinize değiyor :)





Kaleden indikten sonra kaleden manzarasını izlediğimiz tarihi şehrin sokaklarında geziyoruz. Ortaçağ'dan bu yana korunan bu kent sizi zamanda geriye götürecek.





Harika plajlara sahip olan Kotor, cruise gemilerinin de uğrak yeri. 



Kotor'a gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken bir yer de Perast. Kotor'dan 20 dakikada rahatlıkla ulaşabileceğiniz bu küçük kasaba da inanılmaz güzel bir yer. Burada da hem denize girdik hem de eski şehir merkezini dolaştık. Perast'a ve denizine hayran kaldık. 

Kotor'a veda etme vakti gelmişti. Fakat bizi en az Kotor güzel olan bir başka Karadağ şehri Budva bekliyordu. Budva Kotor arasında ulaşım çok rahat. Oldukça sık sefer yapan otobüslerle bu iki şehrin birinden diğerine gitmek çok kolay. Bu nedenle Karadağ seyahatinizde iki şehri de görmenizi tavsiye ediyorum.



Budva da yine Kotor gibi harika bir tarihi dokuya sahip. Gözlemlediğim kadarıyla Budva'nın kaleiçi bölgesi Kotor'dan daha hareketli. Özellikle akşamları herkes denizden döndüğünde inanılmaz canlanıyor. 


Deniz demişken, Budva'da da çok güzel plajlar var. Gündüz Budva'nın denizi akşam tarihi kaleiçi bölgesindeki mekanlar derken Budva'da sıkılmanız imkansız. 

Bu nedenle hem vizesiz gidebileceğiniz, hem de yakın bir konumda olan bu güzel şehirleri görmenizi ve tatilinizi mutlaka deniz sezonuna denk getirmenizi tavsiye ederim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta

Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti

  Roma İmparatorluğu'ndan kalan antik kentler denilince hep Ege ve Akdeniz bölgesi akla gelir. Oysa Karadeniz Bölgesi'nde de birçok antik kent bulunuyor. Yalnızca henüz kazıları tamamlanmadığı için çok fazla kişi tarafından bilinmiyor. İşte Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti de bunlardan biri.  (Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Pontus_Krallığı) Kastamonu, geçmişte Karadeniz'de hüküm süren Pontus Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar'ın Pontus Krallığı'nı ortadan kaldırmalarının ardından Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisine dahil edilmiştir. Pompeiopolis, şehri fetheden Romalı komutan Pompeius tarafından M.Ö. 65 yılında, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kurulmuştur. Kent daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaletinin başkenti ilan edilmiştir. Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, 1213 yılında, bu bölge Çobanoğulları Beyliği'nin hakimiyet