Salzburg, Avusturya'nın küçük bir Ortaçağ şehri. Bu şirin şehri görmek istememin en önemli sebebi Mozart'ın burada doğup büyümüş olmasıydı. Bu büyük bestecinin evini ve yaşadığı şehri görmek, onun yürüdüğü sokaklarda yürümek istedim. Bu sebeple, Salzburg'da ilk durağım, yukarıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz Mozart'ın evi oldu.
1756 yılında doğan ve ilk bestesini 5 yaşında yapan Mozart, 35 yıllık kısa yaşamına rağmen tarihte büyük iz bırakmıştır.
Mozart'ın müziğe yönelmesi, yine kendisi de bir besteci olan babası vasıtasıyla olmuş. Babası ile Avrupa'yı dolaşan Mozart, küçük yaşlardan itibaren Avrupa'nın birçok şehrinde konserler vermiş.
Mozart'ın ölmeden önce tamamladığı son eser, "Sihirli Flüt" anlamına gelen, "Die Zauberflöte". Zauberflöte benim hayatımda dinlediğim ilk operaydı. Henüz ortaokula gidiyordum ve TRT Radyo 3'te duymuştum.
O yaşta bir çocuk neden TRT radyosu dinler diye sormayın, yaşadığım yerde çeken başka radyo kanalı yoktu :) Tabi o zamanlar internet de olmadığından başka radyoları keşfedip dinleme olanağımız da yoktu. Yeni bir bilgi edinmek istediğimizde de kütüphanede ansiklopedi karıştırıyorduk, bütün bunlar şimdiki nesil için çok tuhaf gelebilir :)
Saraydan Kız Kaçırma anlamına gelen "Die Entführung aus dem Serail" Mozart'ın en ünlü operalarından biri. Bu opera Belmonte adında bir İspanyol soylusunun korsanlar tarafından kaçırılan ve Osmanlılar'a satılan sevgilisi Konstanze'yi bir Osmanlı paşası olan Selim Paşa'nın sarayından kaçırmaya çalışmasını ve bu amaçla saraya sızmasını konu alıyor. Eserin sonunda Selim Paşa gerçeği öğreniyor ve sevgililerin gitmesine izin veriyor.
Bu eseri, 2013 yılında, İstanbul Opera Festivali kapsamında izleme şansı bulmuştum. Osmanlı saraylarından birinde geçen bu operayı Topkapı Sarayı'nın bahçesinde izlemek güzel bir deneyimdi.
Şimdi biraz da Salzburg'dan bahsedelim.
Salzburg Almanca'da "tuz kalesi" anlamına geliyor. Bu ismi almasının sebebi, şehirde bulunan tuz madenleri.
Salzburg Alp Dağları'nın eteklerinde yer alıyor ve kışın gerçekten çok soğuk oluyor. Bu yüzden, Aralık ayında gittiğim için kat kat giyindim ve ilk fotoğrafta gördüğünüz gibi tombik tombik gezdim :) Ama yukarıdaki fotoğraflarda gördüğünüz üzere, kar bu şehre o kadar yakışıyor ki, buna kesinlikle değdi diyebilirim.
Salzburg'da bulunan en güzel yapılardan biri yukarıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz Salzburg Katedrali. Bu görkemli katedralde bir zamanlar Mozart'ın çaldığı orgu da görebilirsiniz. Burası aynı zamanda Mozart'ın vaftiz edildiği yer.
Avrupa'nın Ortaçağ şehirlerindeki dar sokaklarda tarihi binaların arasında dolaşmak inanılmaz bir mutluluk veriyor. Bu şehirlerin hemen hemen hiç bozulmadan günümüze kadar korunmuş olması beni çok kıskandırıyor.
Avrupa'nın en eski restoranı Salzburg'da bulunuyor. Bu restoran 803 yılında açılmış.
Salzburg'a giderseniz Mozartkugel adı verilen bu inanılmaz güzel çikolatalardan yemelisiniz. "Kugel" Almanca'da top anlamına geliyor ve bu çikolatalar da top şeklinde olduğundan bu isim verilmiş.
Yukarıdaki fotoğrafta Salzburg Kalesi'ni görmektesiniz. 1077 yılında yapılan bu kale, gördüğüm en güzel kalelerden biriydi. Kaleye yürüyerek veya füniküler ile çıkabilirsiniz. Her ne kadar dik bir yokuşu tırmanmamız gerekse de biz kartopu oynayarak yürümeyi tercih ettik :)
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz üzere, kalenin harika bir manzarası var. Az önce de söylediğim gibi, kar bu şehre inanılmaz yakışıyor.
Kapanışı Mozart'ın ünlü eserlerinden biri olan "Eine kleine Nachtmusik" yani "Bir Küçük Gece Müziği" ile yapıyorum. Başka bir yazıda görüşmek üzere!
Yorumlar
Yorum Gönder