Ana içeriğe atla

Nemrut Dağı'nda Güneşi Selamlamak



Güneşin doğuşunu izleyebileceğiniz en güzel yerlerden biridir Nemrut Dağı. Yukarıdaki fotoğrafta bir adet üşümüş ben ve bir adet muhteşem gün doğumu görmektesiniz. Bu manzaraya nasıl ulaşırız ve orada ne buluruz diyorsanız, yazının devamını okuyabilirsiniz.



Nemrut Dağı'na Malatya üzerinden veya Adıyaman üzerinden gidebilirsiniz. Ben Malatya üzerinden gitmeyi tercih ettim. Hem şehir merkezine yakın bir konumda bulunan Arslantepe Höyüğü'nü ziyaret etmek istedim, hem de buradan daha kolay ulaşabileceğimi düşündüm.

Nemrut Dağı'nda amacınız yalnızca heykelleri ziyaret etmek değil, aynı zamanda gün doğumu ve gün batımını da izlemekse, zirveye yakın konumda bir oteli tercih etmeniz gerekir. Ben Güneş Motel'de kaldım. Çünkü hem Malatya merkezden otele gidiş ve dönüş için, hem de dağın zirvesine gidiş ve dönüş için servis sağlıyor. Aracınız yoksa bu çok iyi bir fırsat. Böylece bu servisler ile Malatya merkezden virajlı dağ yollarını aşarak 1,5 saatlik zorlu bir minibüs yolculuğunun ardından Güneş Motel'e ulaşıyoruz.

Güneş Motel Nemrut Dağı'nın zirvesine çok yakın bir konumda bulunuyor. Yukarıdaki fotoğrafta odamın penceresinden dağın zirvesini görmektesiniz.



Nemrut Dağı'nın meşhur heykelleri Kommagene Krallığı'ndan kalan eserler. 2000 yıllık olan bu heykeller, Kommagene Kralı 1. Antiochos tarafından yaptırılmıştır. 





Nemrut Dağı'nda yapılan ilk kazılarda İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusu ve meşhur Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablonun sahibi Osman Hamdi Bey de yer almıştır.


Nemrut Dağı'ndaki heykellerin bir kısmı dağın doğu kısmında, bir kısmı ise dağın batı kısmında yer alıyor. Böylece heykeller hem güneşin doğuşunu hem de güneşin batışını selamlıyor.



Yukarıdaki fotoğrafta solda bu heykelleri yaptıran Kommagene Kralı 1. Antiochos'un heykelini sağda ise Tyche'nin heykelini görmektesiniz.


Yukarıdaki fotoğrafta sağda Herkül, bir diğer adıyla Ares heykelini görmektesiniz.





Nemrut Dağı'nda yukarıdakilerden başka birçok heykel daha bulunmaktadır. Çok fazla fotoğraf yüklemek istemedim, zira bu fotoğraflara internet üzerinden de ulaşabilirsiniz.

Şimdi sıra Nemrut Dağı'nda güneşin batışını ve doğuşunu izlemeye geldi. Güneşin batışından birkaç saat önce gelip tüm heykelleri inceledik ve o anı heyecanla bekliyoruz.






Yukarıdaki fotoğraflarda adım adım güneşin batışını görmektesiniz. Burası tıklım tıklım turist dolu ve dünyanın her yerinden gelen turistler bu muhteşem gün batımı manzarasıyla mest oluyor.


Güneş battığında diğer tüm turistler gibi, gün doğumunda geri dönmek üzere Nemrut Dağı'ndan ayrılıyoruz.





Yukarıda adım adım Nemrut Dağı'nda güneşin doğuşunu görmektesiniz. Henüz her yer karanlıkken zirveye ulaşıyoruz ve güneşin ağır ağır doğuşunu seyrediyoruz.


Güneşin doğuşunu izlemek için ayrılan alan tıklım tıklım turist dolu. Herkes buraya geldiğine çok memnun olmuş gözüküyor. 

Bu arada, Temmuz ayında gitmiş olmama rağmen zirve inanılmaz soğuktu. İyi giyinmeme rağmen çok üşüdüm. Bu yüzden sıcak mevsimde ve hazırlıklı gitmenizde fayda var.


Güneşin doğuşunu da gördükten sonra hedefime ulaşıyorum ve çok uykum olduğunu fark ediyorum. Zira; güneş doğmadan önce zirveye ulaşmak için sabah 04:00 civarında uyanmamız gerekliydi. Böylece uykulu gözlerle heykellere son bir kez bakıp elveda diyor ve Malatya'ya dönüyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta

Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti

  Roma İmparatorluğu'ndan kalan antik kentler denilince hep Ege ve Akdeniz bölgesi akla gelir. Oysa Karadeniz Bölgesi'nde de birçok antik kent bulunuyor. Yalnızca henüz kazıları tamamlanmadığı için çok fazla kişi tarafından bilinmiyor. İşte Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti de bunlardan biri.  (Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Pontus_Krallığı) Kastamonu, geçmişte Karadeniz'de hüküm süren Pontus Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar'ın Pontus Krallığı'nı ortadan kaldırmalarının ardından Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisine dahil edilmiştir. Pompeiopolis, şehri fetheden Romalı komutan Pompeius tarafından M.Ö. 65 yılında, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kurulmuştur. Kent daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaletinin başkenti ilan edilmiştir. Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, 1213 yılında, bu bölge Çobanoğulları Beyliği'nin hakimiyet