Ana içeriğe atla

Romalılar ve Anadolu



Roma İmparatorluğu tarihteki en büyük imparatorluklardan biri olmasına rağmen ülkemizdeki tarih derslerinde bu imparatorluğa çok fazla yer verilmez. 

Roma İmparatorluğu'nun En Geniş Sınırları
Üstelik, yukarıdaki haritada görüleceği üzere, bugünkü Türkiye topraklarının tamamı bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmasına rağmen.

Sezar
Roma İmparatorluğu denilince akla gelen ilk kişi Sezar ise de, Sezar Roma İmparatoru değildir. Sezar, Roma İmparatorluğu'nun hemen öncesinde, Roma Cumhuriyeti'nde başa geçmiştir. Ancak devleti diktatörlüğe sürüklediği iddiasıyla evlat edinmiş olduğu Brutus'ün önderliğinde suikaste uğrayarak M.Ö. 44'te hayatını kaybetmiştir.

Augustus
Sezar'ın hayatını kaybetmesinin ardından, Marcus Antonius, Marcus Aemilius Lepidus ve Augustus üçlü bir ittifak oluşturarak yönetimi paylaşmışlardır. Bu geçiş döneminin ardından, Sezar'ın yeğeni ve evlatlığı olan Augustus yönetimi ele geçirmiş ve ülkeyi bir imparatorluğa dönüştürmüştür. Bu nedenle, Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatoru Augustus'tur.

Büyük Leo ve Attila'nın Toplantısı, Vatikan
Roma İmparatorluğu ile Türkler'in karşılaşması bugünkü Türkler'in atası olarak kabul ettiğimiz Hunlar vasıtasıyla olmuştur. Topraklarını devasa sınırlara ulaştıran Roma İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatoru Attila'nın karşısında çaresiz kalmıştır.

Attila'yı durduramayan Romalılar Papa 1. Leo'yu göndererek Attila'yı Roma'ya saldırmamak konusunda ikna etmişlerdir. Yukarıda görmüş olduğunuz resimde Papa 1. Leo ile Attila'nın buluşması tasvir edilmiştir.

Kolezyum, Roma
Roma İmparatorluğu'nun başkenti olan Roma, birçok muhteşem esere ev sahipliği yapıyor. Kolezyum bunların en ünlüsü.

Yukarıdaki resimde görmekte olduğunuz Kolezyum, bir zamanlar gladyatör dövüşlerinin yapıldığı bir alandı. Roma'ya giderken en çok merak ettiğim yerlerin başında gelmekteydi. Hemen hemen her yerde Kolezyum'un dışarıdan çekilen muhteşem fotoğrafları paylaşılıyordu. Bu nedenle içinin de aynı derecede görkemli olduğunu düşünerek heyecanlanıyordum. Ama içeride biraz hayal kırıklığına uğradığımı inkar edemem.


İşte bu da Kolezyum'un içeriden görünüşü.



Kolezyum'un hemen yanı başında bulunan alanda Roma Forumu'nu ziyaret edip, bir zamanlar Roma'nın merkezi olan bu bölgedeki kalıntıları inceleyebilirsiniz.

Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu
Kavimler Göçü'nün etkisiyle zayıflayan Roma İmpatorluğu 395 yılında Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılmıştır. 476 yılında Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılması ile geriye Doğu Roma İmparatorluğu, diğer adıyla Bizans İmparatorluğu kalmıştır.

Yukarıda belirttiğim gibi, bizim tarih derslerimizde Roma İmparatorluğu'ndan hiç bahsedilmediği gibi, Bizans İmparatorluğu'nun da yalnızca son zamanlarına değinilerek, İstanbul ve çevresinden ibaret küçük bir devlet olarak anılıyor. Oysa yukarıdaki haritada gördüğünüz üzere devasa sınırlara ulaşan bir imparatorluktu.

Tarih derslerinde yalnızca Türkler tarafından kurulan devletlerden bahsetmek yerine, bu topraklarda hüküm sürmüş tüm uygarlıkları anlatmalıyız. Örneğin çok büyük bir medeniyete sahip olan, uzun bir süre Anadolu'yu da egemenliği altında bulunduran, Persler hakkında da hiçbir şey bilmiyoruz.

Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep
Bir zamanlar Türkiye topraklarının tamamı Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altında olduğundan, Türkiye'de birçok Roma eseri bulunmaktadır.

Roma İmparatorluğu'ndan miras kalan en önemli eserlerden biri Gaziantep'te bulunan Zeugma'dır. Buradan çıkarılan eserler Zeugma Mozaik Müzesi'nde sergilenmektedir. Zeugma'nın Türkiye'deki en iyi müzelerden biri olduğunu söyleyebilirim. 

Aspendos, Antalya
Antalya'da bulunan Aspendos Antik Tiyatrosu da Romalılar tarafından inşa edilmiştir.

Hadrian Kapısı, Antalya
Antalya'da bulunan meşhur Hadrian Kapısı Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmıştır.

Side Antik Tiyatrosu
Antalya'nın Side ilçesinde yer alan Side Antik Kenti Romalılar'dan önce inşa edilmiş ise de; buraya ait olan antik tiyatro Romalılar tarafından inşa edilmiştir.

Anadolu'daki birçok eserde bu katmanlar mevcuttur. Örneğin birçok yerde önce Antik Yunan şehirleri kurulmuş, sonrasında bu şehirler Büyük İskender'in egemenliği altına girerek Hellenistik Dönem yaşanmış ve ardından Romalılar'ın fethi ile Roma şehirleri haline gelmişlerdir. Romalılar'ın birçok alanda Antik Yunan'ı takip ettiği tartışılamaz. 

Mozaik, Pompeiopolis Antik Kenti
Türkiye topraklarında Romalılar'dan kalan birçok eser mevcutken, henüz gün yüzüne çıkarılmamış eserler de bulunmaktadır. Bunlardan biri, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde bulunan Pompeiopolis Antik Kenti'dir.

Efes Antik Kenti gibi büyük bir yapı olduğu düşünülen Pompeiopolis Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmaları hala devam etmektedir.

Pompeiopolis, Romalı General Pompeius tarafından kurulmuştur. Zamanla gelişen Pompeiopolis, Roma'nın Paphlagonia eyaletinin başkenti konumuna yükselmiştir.


Haritalar benim her zaman ilgimi çektiğinden, 2013 yılında eski haritalar ile ilgili bir sergiyi ziyaret etmiştim. Bu sergide yer alan, 4. yüzyıla ait bir dünya haritasında Pompeiopolis'i görmek beni çok mutlu etmişti. Yukarıda bu haritanın bir kısmının fotoğrafını görmektesiniz. Bir dünya haritasında Pompeiopolis'e yer verilmiş olması onun büyüklüğünün kanıtı niteliğindedir.



Ülkemizin aksine, Avrupa'daki birçok müzede Roma İmparatorluğu'na ait eserlere geniş yer verilmektir. Zira Avrupalılar kendilerini Roma İmparatorluğu'nun varisi olarak görmektedirler.

Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından çok uzun bir zaman sonra 962 yılında temelini Alman İmparatorluğu'nun oluşturduğu Kutsal  Roma Germen İmparatorluğu kurulmuştur. Bu İmparatorluk 1806 yılına kadar hüküm sürmüştür.

                                                                 


Almanya'nın kuzeyinde bulunan Köln şehrinde büyük bir Roma Germen Müzesi bulunmaktadır. Köln Katedrali'nin hemen yanı başında bulunan bu müze, Köln'e giden herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir.

Romalılar'ın çok daha büyük bir ilgiyi hak ettiğini tekrarlamakla birlikte, sizleri yaşadığımız toprakların birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmış olduğunu keşfetmeye davet ediyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Antik Yunan

Efes Antik Kenti Antik Yunan medeniyeti her zaman ilgimi çekmiştir. Benim için bu ilgiyi doruğa ulaştıran ve bu eserlerin peşinden şehir şehir gezmeme neden olan şey yıllar önce Efes Antik Kenti'ni görmek oldu. Bu nedenle benim için Efes'in yeri ayrıdır. Efes Antik Kenti İzmir'in Selçuk ilçesinde yer almaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Efes Antik Kenti tiyatro, tapınaklar ve diğer eserler ile muhteşem bir görsel şölendir. Görkemli bir geçmişi olan Efes, bu toprakların Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin ardından, Asya eyaletinin başkenti olmuştur. Efes'te inşa edilen Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir. İngilizler tarafından götürülen Artemis Tapınağı'nın parçaları British Museum'da sergilenmekte   olduğundan, tapınağın bulunduğu yerde birkaç sütundan başka bir şey görmeniz mümkün değildir. Yukarıdaki Antik Yunan haritasından da göreceğiniz üzere, Efes dışında daha başka birço

Laodikya Kilisesi ve Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlık

Bir önceki yazıda Denizli'de bulunan Laodikya Antik Kenti'nden bahsetmiş ve Roma İmparatorluğu döneminden kalan eserleri anlatmıştım. Laodikya Antik Kenti'ndeki yerleşim Roma İmparatorluğu'nda Hristiyanlığın yayılmasından sonraki dönemde de devam ettiğinden bu antik kentin bir de kilisesi bulunuyor. Bu dönemde yapılan ilk kiliselerden biri olan Laodikya Kilisesi'ni anlatacağım bu yazıda Roma İmparatorluğu ve Hristiyanlığın ilişkisinden de bahsedeceğim.   Bildiğiniz üzere; Antik Yunan devletlerinde ve devamındaki Roma İmparatorluğu'nda çok tanrılı bir din anlayışı mevcuttu. Bizim Yunan Mitolojisi olarak adlandırdığımız yapı aslında o dönemdeki inanç sistemini oluşturuyordu. Dolayısıyla, Yunan ve Roma döneminden kalan antik kentlerdeki kutsal mekanlar Zeus, Apollon, Artemis gibi tanrı ve tanrıçalara adanan tapınaklardır.  Laodikya Antik Kenti'nde de, bir önceki yazımda bahsettiğim, Apollon, Artemis ve Afrodit'e adanan, yukarıdaki fotoğrafta yer alan tapına

Sagalassos Antik Kenti&Antoninler Çeşmesi

  Geçen hafta paylaştığım yazıda bahsettiğim üzere, bu yazımda Sagalassos Antik Kenti'ni anlatacağım. Elbette, 1.700 metre yükseklikte yer alan ve çok geniş bir alana yayılan bu büyüleyici yerde geçirdiğim 3,5 saati her detayıyla anlatmam mümkün değil.  Sagalassos Burdur'un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun adı da Sagalassos'un zaman içerisinde türetilmesi ile verilen bir isim. Antik kent yüksek bir dağın yamacında kurulu iken, Selçuklular Anadolu'ya geldiklerinde antik kentin aşağısında yer alan ovaya, bugünkü Ağlasun ilçesine yerleşmişlerdir.  Sagalassos Antik Kenti, bir Anadolu halkı olan Luviler tarafından kurulmuş ve M.Ö. 333 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. M.Ö. 25 yılında ise Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Burada bulunan yapıların çoğu Roma dönemine aittir. Sagalassos Antik Kenti 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştır.  Sagalassos, Roma İmparatoru Hadrian döneminde Roma İmaparatorluğu'nun Pisidia e

Salvador Dali'nin Evrenine Yolculuk

Salvador Dali yaşamı ve yapıtlarıyla beni kendisine hayran bırakan bir sanatçı. Bu nedenle onun doğduğu şehre gidip, onun kurduğu müzeyi görmek istedim. Salvador Dali, İspanya'nın Katalonya bölgesinde yer alan Figueres şehrinden. Dali Müzesi de yine bu şehirde bulunuyor. Figueres'e Barselona'dan trenle 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Bu yaz Barselona'ya gittiğimde, oradan Figueres'e geçerek Dali'nin yaşadığı diyarı ve müzesindeki eserleri görme fırsatı buldum. Dali'nin müzesine doğru yürürken karşıma çıkan küçük bir meydanda buna rastladım, Dali! Müze girişine uzanan merdivenlerdeyim. Figueres çok büyük bir yer olmadığından yürüyerek müzeye ulaşmam zor olmadı.  Karşınızda Dali müzesi. Bu bina eskiden tiyatro binası olarak kullanılıyormuş. Bu dönemde Dali ilk sergisini yine bu binada açmış ve o zaman henüz 14 yaşındaymış. 1930'lu yıllarda İspanya iç savaşı sırasında harap hale gelen bu bina 1960'lı yıllarda belediye ta

Batı Karadeniz'in Gizli Hazinesi: Pompeiopolis Antik Kenti

  Roma İmparatorluğu'ndan kalan antik kentler denilince hep Ege ve Akdeniz bölgesi akla gelir. Oysa Karadeniz Bölgesi'nde de birçok antik kent bulunuyor. Yalnızca henüz kazıları tamamlanmadığı için çok fazla kişi tarafından bilinmiyor. İşte Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti de bunlardan biri.  (Görsel: https://tr.wikipedia.org/wiki/Pontus_Krallığı) Kastamonu, geçmişte Karadeniz'de hüküm süren Pontus Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. M.Ö. 1. yüzyılda Romalılar'ın Pontus Krallığı'nı ortadan kaldırmalarının ardından Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaleti içerisine dahil edilmiştir. Pompeiopolis, şehri fetheden Romalı komutan Pompeius tarafından M.Ö. 65 yılında, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde kurulmuştur. Kent daha sonrasında Roma İmparatorluğu'nun Paflagonya eyaletinin başkenti ilan edilmiştir. Türkler'in Anadolu'ya girmesinden sonra, 1213 yılında, bu bölge Çobanoğulları Beyliği'nin hakimiyet