Ana içeriğe atla

Frig Vadisi-I: Eskişehir

 

Frig Vadisi, 3000 yıl önce başkent Gordion (Polatlı, Ankara) ve çevresinde kurulmuş bir devlet olan Frigya'nın günümüzde Eskişehir-Afyonkarahisar-Kütahya illeri arasında kalan dağlık bölgesidir. Frig Vadisi'nde hem Frigler tarafından kayalara oyularak yapılan yaklaşık 2800 yıllık yapılar hem de doğanın gücüyle şekillenmiş kaya oluşumları bulunmaktadır. Bu yazıda Frig Vadisi'nin Eskişehir etabını anlatacağım. 

Frigya ile ilgili genel bir bilgi edinmek için, bir önceki yazım olan Frigya: Kral Midas, Gordion ve Frigler isimli yazımı okuyabilirsiniz. Frig Vadisi'nin Afyonkarahisar etabını anlattığım Frig Vadisi-II: Afyonkarahisar başlıklı yazımı da bu linkten okuyabilirsiniz. 


İlk olarak Frigler'in en ünlü yapısı olan Yazılıkaya Midas Anıtı ile başlamak istiyorum. Midas Anıtı, Eskişehir'in Han ilçesinde bulunan Yazılıkaya Köyü'ndeki Yazılıkaya Ören Yeri'nde bulunmaktadır. Anıtın üzerinde yer alan "Midai" kelimesi nedeniyle buraya Midas Anıtı ismi verilmiştir. Köylüler ise üzerinde Frigçe yazılar bulunan bu kayayı Yazılıkaya olarak adlandırmaktadır. 

Bu devasa yapı 17 metre yüksekliğinde ve 16,50 metre genişliğindedir. Midas Anıtı, Ana Tanrıça Matar-Kybele'ye adanmış olup M.Ö. 8-M.Ö. 6. yüzyıllar arasında dev bir kayaya oyularak inşa edilmiştir. Büyük bir alana yayılan Yazılıkaya Ören Yeri'nde görebileceğiniz diğer Frig eserlerini aşağıda paylaşıyorum. 


Midas Anıtı'nın hemen arkasında "Bitmemiş Anıt" ismi verilen başka bir anıt daha bulunmaktadır. Tamamlanamamış olması nedeniyle bu şekilde adlandırılmıştır. Yukarıdan aşağıya oyularak şekillendirilirken bir noktada şekillendirme işlemi yarıda kalmıştır. 


Bu bölgedeki kayalar volkan tüfleri ile oluştuğundan şekillendirilmeye müsaittir. 


Yazılıkaya Ören Yeri'nde kaya sunakları da bulunmaktadır. Yukarıdaki fotoğrafta "Yazıtlı Sunak (İkiz İdollü Sunak)" görülmektedir. Bu sunak merdivenle çıkılan bir taht şeklindedir.



Yukarıdaki fotoğraflarda yer alan oyuklar ise muhtemelen bir zamanlar burada tanrılara adanan kurbanların kanlarının akıtıldığı yerlerdi. 


Yazılıkaya Ören Yeri vadiden yaklaşık 70 metre yükseklikte bir platoda bulunmaktadır. Burada yapacağınız yürüyüşün sonunda karşınızda Frig Vadisi'ni göreceksiniz. 

Yazılıkaya Ören Yeri'nde birkaç eseri bir arada görebiliyor olsanız da, Frig Vadisi'ndeki eserler aslında birbirlerinden uzak konumlarda yer alıyor. Bu nedenle yalnızca Eskişehir'deki eserleri görmek için bile farklı ilçelere seyahat etmeniz gerekiyor. 


Yukarıdaki fotoğrafta Areyastis (Arezastis) Anıtı'nı görmektesiniz. Bu anıt Eskişehir ili Seyitgazi ilçesi sınırları içerisinde yol kenarındaki bir tepede yer almaktadır. Bu anıtın üzerinde Frigçe yazılar bulunmaktadır. Bu yazılar içerisinde "Areyastin" kelimesi geçtiğinden anıta bu isim verilmiştir. 


Frigçe henüz çözülemediği için anıtlardaki yazılar okunamamaktadır. Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dil olan Frigçe'nin alfabesi Eski Yunan alfabesi gibi Fenike alfabesinden türetilmiştir. Ancak harfler benzer olsa da yeterli yazılı kaynak olmadığından bu dilin çözülmesi zorlaşmaktadır. 

3000 yıl öncesi için daha fazlasının beklenemeyeceğini düşünmeyin. Zira; kendilerinden önce bu topraklarda hüküm süren Hititler'e ait binlerce kil tablet bulunmuştur. Bu sayede Hititler'in kültürü, sosyal yaşantısı ve tarihi ile ilgili birçok bilgi edinilebilmiştir. Yine, Asurlular da 4000 yıl önce kurulmuş bir devlet olmasına rağmen onlar da geriye birçok kil tablet bırakmıştır. Sümerler'in yazıyı bulduğu tarih 5000 yıldan daha eskidir. Dolayısıyla bu tamamen Frigler'in kendi yaşayış biçimleri ile ilgili bir durum. 


Frig Vadisi'ndeki en ünlü yapılardan bir diğeri olan Gerdekaya Mezar Anıtı Eskişehir ili Seyitgazi ilçesi Çukurca Köyü yakınlarında bulunmaktadır. Bu anıt da oldukça büyük bir kaya kütlesi oyularak inşa edilmiştir. Gerdekkaya Anıtı'nın bugün görülen son hali Helenistik Dönem'e aittir. 


Eskişehir ili Seyitgazi ilçesinde yer alan bir diğer yapı ise "Solon'un Mezarı"dır. Kümbet Köyü'nde bulunmaktadır. Üzerinde bulunan aslan figürleri nedeniyle "Aslanlı Mabet" olarak da anılmaktadır. Bu kayanın ilk kez Frig döneminde şekillendirildiği düşünülmektedir. Bugün görülen son hali ise Roma dönemine aittir. 


Frig Vadisi'ni gezmek yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi. Bundan daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Frig Vadisi'ndeki eserlerin çok geniş bir coğrafyada, dağlık alanda ve birbirlerinden uzak konumda olmaları nedeniyle tur ile gitmek istiyordum. Ancak yeterli katılımcı olmadığından turlar iptal oluyordu. Biliyorsunuz, bir şey ne kadar harika olursa olsun popüler olmadıkça talep görmüyor.

Dağlık Frigya'nın zor iklim koşulları sebebiyle bu turlar ilkbahar ve sonbahar aylarında kısıtlı bir zaman diliminde gerçekleştirilebiliyor. Ben de son birkaç yıldır hiç vazgeçmeden hem ilkbahar hem sonbahar dönemi için yılda iki kez kayıt yaptırıyordum :) Son yıllarda Frigya o kadar dilime dolanmıştı ki artık Frig Vadisi turlarının her seferinde iptal olması benim çevremde espri konusu haline gelmişti. 


Nihayet 2024 yılı Mayıs ayında Equinox Travel ile Arkeolog Ümit Işın önderliğinde bu turu gerçekleştirme fırsatı buldum. Tur tarihi yaklaşırken gerçekten gidip gidemeyeceğimi merak ediyordum. Yeterli katılımcının kayıt yaptırdığını duyduğumda inanılmaz mutlu oldum. Bu tura katıldıktan sonra dedim ki, iyi ki daha önce gitmek nasip olmamış :) Çünkü o zaman bu kadar harika bilgiler edinemeyecektim ve Arkeolog Ümit Işın başta olmak üzere tur grubundaki değerli katılımcılarla tanışamayacaktım. Yazıya tur grubumuzun harika bir ekip fotoğrafı ile veda ediyorum. 

Yorumlar